قَالَ
اللهُ تَعَالَى: إِنَّمَا يُوَفَّى الصَّابِرُونَ أَجْرَهُمْ بِغَيْرِ حِسَابٍ.
(سورة الزمر, ١٠ )
الله
تعالى شويله بيوردى ( مئآلاً :
"...آنجق صبر أدنلريك مكافاتلرى
حسابسز اولرق اؤده نجكدر ."
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “…Ancak sabredenlerin mükâfatları hesapsız olarak ödenecektir.”
(Zümer Sûresi, âyet 10)
Hicrî: 02 Cemaziyelahir 1439 Fazilet
Takvimi
ALLAH SABREDENLERLE BERÂBERDİR
Bakara Sûresi’nin 153. âyet-i kerîmesinde bütün ehl-i îmâna hitâben buyruluyor ki (meâlen): “Ey îmân edenler, sabır ve namaz ile yardım isteyin, şüphe yok ki Allâh sabredenlerle beraberdir.” Bu âyet-i kerîmenin tefsiri şöyle yapılmıştır: Ey îmân edenler! Siz her şeyden evvel sabır ve namaz ile yardım isteyiniz. Evvelâ sabır ve sebâta alışınız. Zîra nîmetlerin kendilerine göre külfetleri vardır. Allâh’ın bütün nîmetlerine ve hele îmân ve islâm nîmetine şükretmek elbette kolay değildir.
Siz imtihanlar geçirecek, biri dâhilî, diğeri hâricî iki büyük düşmanla çarpışacaksınız. Bir taraftan nefislerinizin hevâsı, diğer taraftan kâfirler ve hak düşmanları ile uğraşacaksınız. Bazı zahmetler, meşakkatler göreceksiniz. Rûhen, bedenen sabır ve tahammüle, sebât ve metânete alışmazsanız, tehlikeye uğrarsınız ve en ufak bir sıkıntı, bir elem karşısında korkmaya, sızlanmaya başlarsınız. Ümitsizliğe düşersiniz.
Şunu biliniz ki sabır her muvaffakiyyetin başıdır. Îmândan sonra ahlâkın başı sabır, ilmin başı sabır, amelin başı sabır, hâsılı hikmetin başı sabırdır.
Sabırsızlık, acele etmek, bir anda her şeyi istemektir. Her şeyi bir anda istemek hiç bir şey istememektir.
Âlimler sabrı iki kısma taksim ederler:
Birincisi: Kötü şeylerin acısına sabır ve tahammül ile güzel netîcelerini beklemek;
İkincisi: Gelip geçici olan lezzetten ve şehvetten uzak durarak sabredip onların kötü netîcelerinden sakınmaktır.
Bunlardan biri müsbet, diğeri menfî sûrette sabırdır. Evvelkisi acı ilâçlarla tedavi gibi vazîfeye çalışmak, gayret etmek, ikincisi zehirli tatlılardan sakınmak gibi zararlı şeylerden kaçınmaktır.
“Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.” Onun Esmâ-i Hüsnâ’sından biri de ‘Sabûr’ ism-i şerîfidir. Her kimde sabır varsa onda kudret-i ilâhiyyenin tecellîsinin bir eseri vardır. Hele bu sabır ehli, bir yere gelip bir topluluk olurlarsa her halde Allâh’ın yardımına ererler. Allah onların daima dostu ve velîsidir.
Siz imtihanlar geçirecek, biri dâhilî, diğeri hâricî iki büyük düşmanla çarpışacaksınız. Bir taraftan nefislerinizin hevâsı, diğer taraftan kâfirler ve hak düşmanları ile uğraşacaksınız. Bazı zahmetler, meşakkatler göreceksiniz. Rûhen, bedenen sabır ve tahammüle, sebât ve metânete alışmazsanız, tehlikeye uğrarsınız ve en ufak bir sıkıntı, bir elem karşısında korkmaya, sızlanmaya başlarsınız. Ümitsizliğe düşersiniz.
Şunu biliniz ki sabır her muvaffakiyyetin başıdır. Îmândan sonra ahlâkın başı sabır, ilmin başı sabır, amelin başı sabır, hâsılı hikmetin başı sabırdır.
Sabırsızlık, acele etmek, bir anda her şeyi istemektir. Her şeyi bir anda istemek hiç bir şey istememektir.
Âlimler sabrı iki kısma taksim ederler:
Birincisi: Kötü şeylerin acısına sabır ve tahammül ile güzel netîcelerini beklemek;
İkincisi: Gelip geçici olan lezzetten ve şehvetten uzak durarak sabredip onların kötü netîcelerinden sakınmaktır.
Bunlardan biri müsbet, diğeri menfî sûrette sabırdır. Evvelkisi acı ilâçlarla tedavi gibi vazîfeye çalışmak, gayret etmek, ikincisi zehirli tatlılardan sakınmak gibi zararlı şeylerden kaçınmaktır.
“Şüphe yok ki Allah sabredenlerle beraberdir.” Onun Esmâ-i Hüsnâ’sından biri de ‘Sabûr’ ism-i şerîfidir. Her kimde sabır varsa onda kudret-i ilâhiyyenin tecellîsinin bir eseri vardır. Hele bu sabır ehli, bir yere gelip bir topluluk olurlarsa her halde Allâh’ın yardımına ererler. Allah onların daima dostu ve velîsidir.
(Hak Dîni Kur’an Dili Tefsiri, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 02 Cemaziyelahir 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder