25 Şubat 2018 Pazar

SİPAHİLİKTEN ŞEYHÜLİSLÂMLIĞA





قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ كَانَ لَهُ عِلْمٌ فَلْيَتَصَدَّقْ مِنْ عِلْمِهِ، وَمَنْ كَانَ لَهُ مَالٌ فَلْيَتَصَدَّقْ مِنْ مَالِهِ. (كنز)
رسول الله أفندمز محمد مصطفى ( صلى الله عليه وسلم ) بيوردولر   ."   علمى اولان كمسه ( اونى اؤكرترك )  علمندن تصدقده بولنسون ، مالى اولان كمسه ده مالندان تصدقته بولنسون ( زكات و صدقه ورسين ) ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “İlmi olan kimse (onu öğreterek) ilminden tasaddukta bulunsun, malı olan kimse de malından tasaddukta bulunsun (zekât ve sadaka versin).”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî:   09  Cemaziyelahir  1439  Fazilet Takvimi 

SİPAHİLİKTEN ŞEYHÜLİSLÂMLIĞA


İbn-i Kemal Paşa (rahimehullah) gençliği zamanında cennet-mekân Sultan İkinci Bâyezid Han Hazretlerinin maiyetinde sipâhi askeri olarak sefere katılır. Bir gün bir mahalde bazı kumandanlar, vezir Çandarlı İbrâhim Paşa’nın yanında bulundukları sırada ulemânın büyüklerinden Molla Lütfi, dervişâne bir kıyâfetle gelerek kumandanların en ileri gelenlerinden olan Evrenoszâde Ahmet Bey’den üst bir makama oturur.
Kemal Paşazâde o zamana kadar Molla Lütfi’yi bilmezmiş. Kim olduğunu arkadaşlarından birisine sorunca ulemâdan olduğunu öğrenir. Bir müderrisin, Evrenoszâde Ahmet Bey gibi makâm ve mevkî sâhibi bir kumandandan öne geçmesini hayretle karşılar. Akıl ve edep sâhibi arkadaşlarından birisi ilmin en üstün mertebe olduğunu ve binâenaleyh ulemâ sınıfının diğerlerinden mümtâz olması lâzım geleceğini ifâde eder. Bunun üzerine Kemal Paşazâde, seferden sonra askerî vazîfeleri terk ederek ilim tahsiline devam eder. Edirne Dâru’l-Hadîs medresesine müderris tâyin olunan Molla Lütfi’nin (rahimehullah) derslerinden istifâdeye başlar.
Derslerini tamamlayarak birçok medresede müderrislik yapar. Anadolu Kazaskerliği vazîfesine tâyin olunur. Kânûnî Sultân Süleyman Han, Zenbilli Ali Efendi’nin vefâtı üzerine H.932 (M. 1525) senesinde fetvâ makâmını (Şeyhülislâm) Kemâl Paşazâde’nin uhdesine emânet eder. Fetvâ husûsunda aklî ve naklî meseleleri halletmede herkesin müşkillerini giderdiği için “Müfti’s-Sekaleyn ” ünvânına nâil olur.
Rivâyet olunur ki bir gün Arap âlimlerinden bir zât gelir. O sıralarda âlimler arasında okunmaya devam edilen ilimlere âit birçok suâller bulunan bir kitap takdîm ederek Mısır ulemâsı adına kitaptaki meselelerin hallini ricâ eder. Kemâl Paşazâde (rahimehullah) meseleleri süratle gözden geçirerek bir gecede îcâp eden cevapları sayfaların kenarına yazar ve sabah olunca kitabı getiren zâta iâde eder.
Hicrî:   09  Cemaziyelahir  1439  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder