قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: رَأَيْتُ لَيْلَةَ أُسْرِيَ بِي رِجَالًا تُقْرَضُ شِفَاهُهُمْ بِمَقَارِيضَ مِنْ نَارٍ فَقُلْتُ يَا جِبْرِيلُ مَنْ هَؤُلَاءِ قَالَ هَؤُلَاءِ خُطَبَاءُ مِنْ أُمَّتِكَ يَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبِرِّ وَيَنْسَوْنَ أَنْفُسَهُمْ. (حم)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : معراج كجسنده بعضى كم كمسلر كوردم ، آتشدن مقسلرله دودقلرى كسليوردى . ’ أى جبرائل ، بونلر كملردر ؟ ‘ ديه سوردم . ’ اونلر ، أمتنين ، كنديلرى يابمادقلرى حالده إنسانلره إيلكله أمر أدن حتبلرى ( عالملرى ) دير . ‘ ده دى . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Mîraç Gecesi’nde bazı kimseler gördüm, ateşten makaslarla dudakları kesiliyordu. ‘Ey Cebrâîl, bunlar kimlerdir?’ diye sordum. ‘Onlar, ümmetinin, kendileri yapmadıkları hâlde insanlara iyilikle emreden hatipleri (âlimleri)dir.’ dedi.”
(Müsned-i Ahmed)
Hicrî: 24 Receb 1445 Fazilet Takvim
MÎRAÇTA BAZI KAVİMLERİN HÂLİ
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, Mîraç Gecesi, Cebrâîl aleyhisselâm ile beraber bir kavmin yanından geçtiler. Onlar, kafaları sürekli bir taşla ezilerek azâp olunuyorlardı. Ezildikten sonra başları tekrar eski hâline dönüyor, sonra yine eziliyordu. Hiç aralıksız böyle azâp olunuyorlardı. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Cibrîl-i Emîn’e bunların kim olduklarını suâl ettiler. Cibrîl-i Emîn de:
“Onlar, farz namazlarda gevşeklik gösterenlerdir.” diye cevap verdi.
Sonra başka bir kavmin yanından geçtiler. Onların üstü başı perişan bir vaziyette idi. Deve ve koyun sürüleri gibi otluyorlar, Cehennem yiyeceklerinden yiyorlardı. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Cibrîl-i Emîn’e bunların kim olduklarını suâl ettiler. Cibrîl-i Emîn de:
“Allâhü Teâlâ, onlara hiçbir şeyde zulmetmediği (her türlü nimeti ihsan ettiği) hâlde onlar mallarının zekâtını vermeyenlerdir. Allâhü Teâlâ, kullarına (zerre kadar) zulmedici değildir.” diye cevap verdi.
Daha sonra başka bir kavmin yanından geçtiler. Bunların da önlerinde, bir tarafta tencereler içerisinde pişmiş lezzetli etler, diğer tarafta kokuşmuş pis etler vardı. Onlar, güzel ve lezzetli olanı bırakıp pis ve kokuşmuş olan etleri yiyorlardı. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Cibrîl-i Emîn’e bunların kim olduklarını suâl ettiler. Cibrîl-i Emîn de:
“Ümmetinden, yanında helâl olan hanımı varken kendine helâl olmayan kadınlara giden ve onlarla geceleyip onlarla sabahlayan birtakım erkekler ile helal ve temiz olan zevcinin yanından ayrılıp helâl olmayan erkeklere giden ve onlarla geceleyip sabahlayan birtakım kadınlardır.” diye cevap verdi.
Sonra bir adamın yanına uğradılar ki bu adam, taşıyamayacağı kadar büyük bir balya yapmış, fakat üzerine yığmaya devam ediyordu. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Cibrîl-i Emîn’e bu adamın kim olduğunu suâl ettiler. Cibrîl-i Emîn de: “Bu adam, ümmetinden, üzerinde insanlara ait ödeyemeyeceği kadar büyük borçlar varken üzerine daha da yüklemeye (borç almaya) devam eden bir kimsedir.” diye cevap verdi.
Hicrî: 24 Receb 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder