2 Şubat 2024 Cuma

HİDAYETE VESİLE OLMAK


قَالَ اللهُ تَعَالَى : وَمَنْ اَحْسَنُ قَوْلًا مِمَّنْ دَعَٓا اِلَى اللّٰهِ وَعَمِلَ صَالِحًا وَقَالَ اِنَّنِي مِنَ الْمُسْلِمِينَ. (سورة فصلت، ۳۳)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) :  اللهه دعوت أديب صالح عمل إشلين و ’ محقق بن مسلمانلردانم ‘ دين كمسدن دها كوزل سوزلى كيم اولابلر ؟ . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen):  “Allâh’a davet edip sâlih amel işleyen ve ‘muhakkak ben Müslümanlardanım’ diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?”

(Fussilet Sûresi, âyet 33)

Hicrî:  22   Receb    1445  Fazilet Takvim

 

 

HİDAYETE VESİLE OLMAK

 

Hidâyet; hak yolu beyan etmek, doğru yola gitmek, ulaşılmak istenen şeye yol göstermek, hak yola bilfiil ulaştırmak ve böyle bir yola girmek manalarınadır. Mübarek peygamberlerin sözleriyle ve kendilerine indirilen kitaplarla, insanları hak yola davet ve teşvik etmeleri de bir hidâyet demektir.

Bir gün Mecûsî’nin biri, İbrâhim aleyhisselâm’a gelip kendisini müsafir etmesini istedi.

İbrâhim aleyhisselâm da onun Müslüman olmasını arzu ettiği için “Müslüman olursan seni müsafir ederim.” dedi.

Mecûsî de “O zaman senin bana ne iyiliğin olmuş olacak?” dedi ve uzaklaşıp gitti.

Bunun üzerine Allâhü Teâlâ, İbrahim aleyhisselâm’a şöyle vahyetti:

Yâ İbrâhim! Sen ancak dinini değiştirmesi şartıyla ona ikram edip müsafir edeceğini söyledin. Hâlbuki biz onu, kâfir olmasına rağmen yetmiş yıldır yedirip ihsanda bulunuyoruz. Onu bir gece müsafir etseydin, ne olurdu?”

Bu İlâhî vahiy üzerine İbrâhim aleyhisselâm hemen çıkıp Mecûsî’yi buldu ve ona ikramda bulunup o gece müsafir etti. Bu vaziyet karşısında Mecûsî, “Bana şimdi böyle muamele etmenin sebebi nedir?” deyince İbrâhim aleyhisselâm olanları anlattı. Mecûsî, “Demek ben, ona âsî olmama rağmen, Allâhü Teâlâ, benim hakkımda böyle muâmele etti, ya ona itaat ettiğim zaman kim bilir nasıl ihsan ve ikramlarda bulunur? Haydi, bana İslâm’ı anlat.” dedi. İbrâhim aleyhisselâm da ona İslâm’ı anlattı ve o zât, İslâm’la şereflendi.

Allâhü Teâlâ’nın, küçük sebepleri, hidayete ve büyük günahların mağfiretine vesile kılması umulur. Öyleyse insan, bir hayra vesile olacağı, bir zarara da mâni olacağı zaman, kalbini ancak Allâhü Teâlâ’ya bağlamalı; neticeyi onun rahmetinden ümit etmelidir.

Hicrî:   22  Receb   1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder