16 Şubat 2024 Cuma

İŞLENİLEN HAYIR VE ŞERRİN KARŞILIĞI


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا يَزَالُ الْبَلَاءُ بِالْمُؤْمِنِ وَالْمُؤْمِنَةِ فِي نَفْسِهِ وَوَلَدِهِ وَمَالِهِ حَتّٰى يَلْقَى اللهَ وَمَا عَلَيْهِ خَطِيئَةٌ. (ت)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :أركك و قدين ( كامل ) بر مؤمن ، الله تعالى ، يه كوناحسز اولرق قاوشونجيه قدار كندسنده ، جولق – جوجوغنده و مالنده بلا أكسك اولماز . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Erkek ve kadın (kâmil) bir mümin, Allâhü Teâlâ’ya günahsız olarak kavuşuncaya kadar kendisinde, çoluk-çocuğunda ve malında belâ eksik olmaz.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:  06  Şâbân   1445  Fazilet Takvim

 

 

İŞLENİLEN HAYIR VE ŞERRİN KARŞILIĞI

 

Zilzâl Sûresi’nin 7. ve 8. âyet-i kerîmelerinde -meâlen-: “Zira her kim bir zerre miktarı hayır işlerse onu(n karşılığını) görecektir, her kim de bir zerre miktarı şer işlerse onu(n cezasını) görecektir.” buyurulmuştur.

Bu âyet-i kerîmenin tefsîrinde Muhammed bin Kâ‘b el-Kurazî (rah.) şöyle demiştir:

“Kâfir kimse, yaptığı iyiliklerin karşılığını daha dünyada iken ailesinde, malında ve çocuklarında görür. Geriye hiçbir hayrı bulunmadan dünyadan çıkıp gider. (Kâmil) mümin ise, günahlarının cezasını dünyada iken kendisinde, ailesinde ve malında çeker. Öyle ki Allah katında (cezasını çekmediği) hiçbir günahı kalmadan dünyadan çıkar gider.”

Müfessir İbn-i Cüzey de (rah.) şöyle demiştir: Âyet-i kerîmede geçen “Kim de zerre miktarı şer işlerse onu(n cezasını) görecektir” hükmü, kâfirler için âhirette aynen tatbik edilir. Müminlere gelince, onların işledikleri günahlarından dolayı Cehennem’de azâp görmeleri ancak şu şartlarla olur:

• Günahlara tevbe etmeden ölmüşse,

• Mîzânda bu günahlardan daha ağır gelecek hayır ve hasenâtı yoksa,

• Kendisine bu husûsta şefaat edilmemişse,

• Bedir Harbi’ne katılanlar gibi, yaptıkları bir amel sebebiyle mağfirete nâil olan kimselerden değilse,

• Allâhü Teâlâ, onu rahmetiyle affetmemişse. Zira günahkâr müminler, Allâhü Teâlâ’nın dilemesine kalmışlardır; O, dilerse azâp eder, dilerse affeder.”

Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem bu husûsta şöyle buyurmuşlardır:

“Kul, tevbe ettiği zaman, Allâhü Teâlâ, onun günahlarını hafaza meleklerine unutturur. Kezâ bunu, onun uzuvlarına ve yeryüzünde o günahı bilenlere de unutturur. Allâhü Teâlâ’nın huzuruna, günahına Allah’tan başka şâhit olmaksızın çıkar.”

Hicrî:     06Şâbân1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder