قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْمُسْلِمُونَ إِخْوَةٌ لَا فَضْلَ لِأَحَدٍ عَلَى أَحَدٍ إِلَّا بِالتَّقْوَى. (طب)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :مسلمانلر ، قردشترلر . بر كمسنيك ديكر بر كمسيه أستنليغى آنجق تقوى إيله دير . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Müslümanlar, kardeştirler. Bir kimsenin diğer bir kimseye üstünlüğü ancak takvâ iledir.”
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî: 15Şâbân1445 Fazilet Takvim
ÂHİRET YURDU MÜTTAKÎLER İÇİNDİR
Kasas Sûresi’nin, “İşte âhiret yurdu. Biz, onu yeryüzünde büyüklenmek ve fesat çıkarmak istemeyen kimselere veririz. Ve âkıbet, müttakîler (Allah’tan korkanlar) içindir.” meâlindeki 83. âyet-i kerîmesi, âhirette selâmet ve saadete kimlerin kavuşacaklarını haber vermektedir. Şöyle tefsir edilmiştir:
Allâhü Teâlâ, âhiret âlemindeki selâmet ve saadeti, yeryüzünde büyüklenmek ve fesat çıkarmak istemeyen kimselere vereceğini bildirmektedir.
Büyüklenmek: İmana tenezzül etmemek, kibirlenmektir.
Fesatlık etmek ise herhangi bir şeyi ve malı faydalanılabilecek hâlden çıkarmak ve husûsiyle Rabb’ine isyan ile kendi nefsini heder etmektir. Firavun gibi ona buna karşı kibirlenen, Karun gibi fâni varlığının çokluğuna güvenerek emre itaat etmeyen, yeryüzünde fesat çıkarmaya ve dinsizliği neşre çalışan kimseler, o âhiretteki selâmet ve saadetten ebediyen mahrum kalacaklardır.
Bu âhiret yurdu, o güzel akıbet (Cennet), müttakîler (Allah’tan korkanlar) içindir. Dünyadaki fânî varlığın bir ehemmiyeti yoktur. Ebedî nimetler, Allah’tan korkan, onun hükümlerine riâyet eden, günahlardan sakınan zâtlar için takdir edilmiştir, onlar böyle bir saadete ereceklerdir. Onlar, Firavun ve Karun gibi olmayı arzu etmemekle beraber Firavun ve Karun gibilerin meydana çıkmaması, yetişmemesi için de sakınıp korunan müttakîlerdir.
Hazret-i Ali (r.a.), “Bu âyet-i kerîme, idarecilerden ve diğer kudret sahibi bulunan insanlardan, adalet ve tevazu sahibi olanlar hakkında nâzil oldu” buyurmuştur.
Halife Ömer bin Abdülazîz (rah.) Hazretleri de vefatına kadar bu âyet-i kerîmeyi tekrar tekrar okurdu.
Cömertliği ile meşhur Hâtem-i Tâî’nin oğlu Adiy, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) huzuruna geldiği zaman kendisine bir minder konulmuştu, oraya oturdu. Peygamberimiz (s.a.v.) de, “Senin, yeryüzünde büyüklenmek ve fesat çıkartmak istemediğine ben şahidim” buyurdu. Bunun üzerine o, derhâl Müslüman oldu.
Hicrî: 15Şâbân1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder