قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ الْمُؤْمِنَ يَأْلَفُ وَ يُؤْلَفُ وَلَا خَيْرَ فِيمَنْ لَا يَأْلَفُ وَلَا يُؤْلَفُ. (طس)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محح مؤمن ، ( إنسانلر ايله ) ألفت أدر ( إي كجينر ) و كندسيله ده إي كجينيلر . و كندسى ايله ده إي كجيريلر . ألفت أتمين و كندسيله ألفت اولنمايان كمسه ده خير يوقتور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: Muhakkak mümin, (insanlar ile) ülfet eder (iyi geçinir) ve kendisiyle de iyi geçinilir. Ülfet etmeyen ve kendisiyle ülfet olunmayan kimsede hayır yoktur.”
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat)
Hicrî: 05 Cemaziyelahir 1444 Fazilet Takvim
MÜSLÜMANLAR MUHASARA ALTINDA -2
Müminler, İslâm dini uğrunda her şeyini fedâ edip, kimi Habeşistan’a hicret ederek vatan ve akrabalarından vazgeçtiler ve kimi mahallesinde mahsur kalıp müşriklerin ezâ ve cefâsına katlandılar. Kureyş ise bunca mucizeler görmüş ve Kur’ân-ı Kerîm’in belâgati kendilerini âciz bırakıp hayrete düşürmüş iken, çoğu inat ve inkârlarında ısrar ederek şirk ve dalâlette kaldılar. Çünkü o vakit Arap kavmi birçok aşiret ve kabilelere ayrılmıştı. Her aşiret ve kabilenin bir başı olup hüküm ve idare bunların elinde idi. Bu sebeple kendilerine uyulur iken içlerinden başka bir zâta uymak istemediler.
Fakîr veya zengin olsun, zayıf veya kuvvetli olsun Müslümanlar arasında bir ayrılık yoktu. Kureyş’in ileri gelenleri ise halktan biri ile aynı seviyede olmaktan utanırlardı. Bunun için her biri kendi idaresi altındaki insanları, Müslüman olmaktan ve İslâm’ı etrafa yayılmaktan men etmeye çalıştılar.
Arapların en şereflisi olan Kureyş kavminin öyle ikiye ayrılıp da üç seneye yakın müddetten beri aralarında her türlü münasebetlerin kesilmesinden dolayı müşriklerin de çoğuna pişmanlık gelmişti. O ahidnâmeyi yazmış olanın eli kuruyup çolak olmuştu. Ahidnâmeye de güve cinsinden bir böcek musallat olarak onda Allâh’ın isminden başka ne kadar yazı var ise hepsini yiyip mahvetmişti. Peygamberimiz (s.a.v.), bunu amcası Ebû Tâlib’e haber verdi. Ebû Tâlib, Kureyş’e “Muhammed’in dediği doğru ise artık siz de insaf ediniz. Şu aramızdaki ayrılığı kaldıralım. Yok, dediği doğru değilse ben de onu himâyeden vazgeçerim.” dedi.
Kureyşliler bu sözü makul gördüler. Ahidnâmede “Bismikallâhümme” ibâresinden başka ne kadar yazı varsa hep mahvolduğunu görünce, hepsi mahcup oldu. Her ne kadar Ebû Cehil yine inadında ısrar etmek istediyse de ekseriyetin fikri ile o sayfayı oradan indirdiler ve Hâşimîler aleyhinde olan ahid ve ittifakı bozdular. Mekke-i Mükerreme’de umûmî bir sevinç hâsıl oldu.
Hicrî: 05 Cemaziyelahir 1444 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder