قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ زَارَ قَبْرِي بَعْدَ مَوْتِي كَانَ كَمَنْ زَارَنِي فِي حَيَاتِي. (طب)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر: ’’ كيم آخرته إرتحالمدن صكره بنم قبرمى زيارت أدرسه ، بنى حياتمده زيارت أدن كبى در . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “Kim âhirete irtihâlimden sonra benim kabrimi ziyaret ederse, beni hayatımda ziyaret eden gibi olur.”
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî: 09 Zilkâde 1443 Fazilet Takvim
PEYGAMBERİMİZ KABRİNDE HAYATTADIR
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem’in kabr-i şerîfinde hayatta olduğu husûsunda bütün âlimler ittifak etmişlerdir. O, kendisini ziyaret edeni bilir.
Allâme Kastalânî (rah.) demiştir ki: “Kişi, ziyaret sırasında Peygamber Efendimizin, huzuruna gelenleri hayatında olduğu gibi bildiğini, selâm verenleri işittiğini düşünmelidir. Zira onun hayatı ve vefatı arasında fark yoktur. Ümmetini gözetler, hâllerini bilir. Bunlar, onun için apaçık görünür, aslâ gizli kalmaz.”
İmâm Süyûtî demiştir ki: “Peygamber Efendimiz (s.a.v.), ruh ve cesed-i şerîfleriyle beraber diridir, dilediği husûslarda tasarruf eder, yeryüzünde ve melekût âleminde dilediği yerlere gider. O, vefatından önceki heyeti üzere olup hiçbir âzâsı aslâ değişmemiştir. Buna aklen ve naklen bir mâni yoktur.”
Allâhü Teâlâ’nın “Şüphe yok ki sen öleceksin.” (Zümer Sûresi, 30.) âyetine ve Peygamber Efendimizin, “Muhakkak benim ruhum kabz olunacaktır.” hadîs-i şerîfine gelince; Allâme Sübkî merhum bunu şu şekilde izah etmiştir: “Peygamber Efendimizin ölüm hâli devam etmez, vefatından sonra hayât-ı hakîkî ile diriltilir. Lâkin mübarek bedenlerinin dünyada olduğu gibi yemek, içmek vesair şeylere ihtiyaçları da yoktur. Zira melekler de diridirler ve bunlara muhtaç değillerdir.”
Müslüman âlimler bu bahse mahsus kitaplar yazmışlardır. Hâfız Süyûtî’nin, İnbâü’l-Ezkiyâ fî-Hayâti’l-Enbiyâ; İmâm Beyhakî’nin, Hayâtü’l-Enbiyâ fî-Kubûrihim isimli eserleri bunlardan bazılarıdır.
İnsan, büyüklere ne kadar yakın olursa o nispette mertebe bulur ve -dünya ve âhiret- ihtiyaçları yerine gelir. Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem’in makamı, hem dünya ve hem de âhiret isteklerinin tahsil edildiği kapıdır. İsteyen buna inansın veya inanmasın, bütün istekler o kapıdan tahsil olunur. Herkesin istidadının gereği ne ise ona göre bir isteği vardır. Mümin ise en çok Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem’in şefaatine muhtaçtır, onu talep etmelidir.
Hicrî: 09 Zilkâde 1443 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder