5 Haziran 2022 Pazar

HACCIN HİKMETİ


قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ خَرَجَ حَاجًّا أَوْ مُعْتَمِرًا أَوْ غَازِيًا ثُمَّ مَاتَ فِي طَرِيقِهِ كَتَبَ اللهُ لَهُ أَجْرَ الْغَازِي وَالْحَاجِّ وَالْمُعْتَمِرِ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ. (هب)

رسول الله  ( ﷺ ) بيوردولر:  ’’ بر كمسه ، حج ويا عمره ويا غازى ( جهاد ) يابمق نيتى إيله ( أوندن ) جقار ده بو يولده أؤلورسه ، الله تعالى او كمسيه قيامت كونونه قدار غازى ، حج وعمره يابانين ثوابنى يلزار . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: “Bir kimse, hac veya umre veya gazâ (cihâd) yapmak niyetiyle (evinden) çıkar da bu yolda ölürse, Allâhü Teâlâ o kimseye kıyamet gününe kadar gazâ, hac ve umre yapanın sevabını yazar.”

(Beyhakî, Şu‘abü’l-Îmân)

Hicrî:  06  Zilkâde   1443 Fazilet Takvim

 

HACCIN HİKMETİ

 

Allâhü Teâlâ, Hz. Âdem’e (a.s.), “Ey Âdem! Benim için yeryüzünde, gökteki beytimin hizâsında bir beyt yap ki melekler, Beyt-i Ma‘mûr’un etrafında tavaf ettikleri gibi, sen ve evlatların da onun etrafında tavaf ederek bana ibadet ediniz.” buyurdu. Âdem aleyhisselâm, Mekke-i Mükerreme’ye gidip Beytullâh’ı inşa etti. Sonra Cenâb-ı Hakk’a şöyle yalvardı: “Yâ Rabbi! Şüphesiz her çalışanın bir ücreti vardır, benim de bir ücretim vardır.” Allâhü Teâlâ da “Evet, vardır. Dile benden ne dilersen.” buyurdu.

Hz. Âdem, “Yâ Rabbi! Beni tekrar cennete gönder.” dedi. Allâhü Teâlâ, “Bu, senin için (âhirette) gerçekleşecektir.” buyurdu. Hz. Âdem, “Yâ Rabbi! Ben hatalarımı itiraf ettiğim gibi, zürriyetimden günahlarını itiraf edip sana yalvararak bu Beyt’i (Kâbe’yi) tavaf edenleri de affetmeni istiyorum.” dedi. Cenâb-ı Allah, “Ey Âdem! Ben seni affettim. Senin zürriyetinden, bu Beyt’i ziyaret edip günahlarından tevbe edenleri de affettim.” buyurdu.

Nûh Tufanı’ndan İbrâhim (a.s.) zamanına kadar Kâbe-i Muazzama’nın yeri belirsiz kaldı. Allâhü Teâlâ, Hz. İbrâhim’e, Kâbe-i Muazzama’yı tekrar inşa ve insanları hacca davet etmesini emir buyurdu. İbrâhim (a.s.), “Yâ Rabbi! Buna sesim yetmez.” dedi. Allâhü Teâlâ, “Sen davet et, duyurmak bize aittir.” buyurdu. Bunun üzerine Hz. İbrâhim, Makâm-ı İbrâhim’in üzerine çıkıp baktı ve bütün yeryüzünü, dağları, taşları, ovaları, kara ve denizleri, insan ve cinleri, hepsini önünde toplanmış gördü. İki elinin işaret parmaklarını kulaklarına koyarak doğuya, batıya, kuzeye ve güneye doğru dönerek şöyle seslendi: “Ey insanlar! Beytü’l-Atîk’i (Kâbe’yi) ziyaret etmek, sizlere farz kılındı, Rabb’inizin davetine icâbet edin, gelin.”

İbrâhim (a.s.) zamanından günümüze kadar haccetmeye muvaffak olanlar, onun bu davetine “Lebbeyk, Lebbeyk!” diyenlerdir. Bir kimse o vakit bu davete kaç kere “Lebbeyk” diyerek cevap vermişse ona, o kadar haccetmek nasip olur.

(Lebbeyk: ‘Emrine âmâdeyim’ demektir.)

Hicrî:  06  Zilkâde   1443 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder