3 Mart 2020 Salı

BİD’AT EHLİ İLE MÜCÂDELENİN SEVÂBI



قَالَ اللهُ تَعَالَى: ...فَاِمَّا يَأْتِيَنَّكُمْ مِنِّى هُدًى فَمَنْ تَبِعَ هُدَاىَ فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ. (سورة البقرة، ۳۸)
 الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا )  :    "  صكره أكر بنم طرافم دان سزه بر هدايت ( رهبرى ) كلر ده هر كيم هدايتمه تابع اولورسه آرتق اونلر إيجن بر قورقى يوقدر . و اونلر محزون ده اولماياجقلردر  . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “…Sonra eğer benim tarafımdan size bir hidâyet (rehberi) gelir de her kim hidâyetime tâbi olursa artık onlar için bir korku yoktur. Ve onlar mahzun da olmayacaklardır.” 
(Bakara Sûresi, âyet 38)
Hicrî:   08   Recep   1441  Fazilet Takvimi

BİD’AT EHLİ İLE MÜCÂDELENİN SEVÂBI

 
Hadîs âlimi Esed bin Mûsâ (v. H. 212), bidʻat ehline karşı mücâdele etmesi hususunda Kayrevân Kâdîsı Esed bin Fürât’a (v. H. 213) şöyle bir mektup yazmıştır:
“Ey kardeşim! Sen, Allâh’ın sana ihsân ettiği ilmin, insanlara olan insâfın ve iyiliğin sebebiyle memleketindeki halka, sünnet-i seniyyeyi anlatıyor, bidʻat ehlini ayıplayıp onların sapkınlıklarını sıkça dile getirerek bu hâllerini kötülüyorsun. Beldendeki ahâli ise senin bu hareketlerini hoş görmüyorlar. Hâlbuki Hz. Allah, senin vâsıtanla bidʻat ehlini perişan edip Ehl-i Sünnet’i kuvvetlendirdi, onların ayıplarını ortaya çıkarman ve kötülemen sebebiyle seni onlar üzerine kuvvetli kıldı, bidʻatlerini gizlemek mecburiyetinde kaldılar.
Ey kardeşim! Hz. Allâh’ın sana ihsân edeceği sevap ile sevin. Bu yaptığın işi; namaz, oruç ve hac gibi en fazîletli amellerinden say. Allâh’ın kitâbını ikâme ve Resûlullâh’ın sünnetini ihyâdan üstün hangi amel vardır! Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Kim sünnetime davet eder de ona tâbi olunursa kıyâmet gününe kadar ona tâbi olanların sevâbının bir misli de o dâvet edene verilir.” İnsan, hangi ameliyle bu makamlara nâil olabilir… Yine diğer hadîs-i şerîflerinde: “Allâhü Teâlâ’nın, İslâm’a karşı kurulan her bidʻat tuzağını engelleyecek ve onun alâmetlerini anlatacak bir evliyâsı mutlaka bulunur” buyurmuşlardır. Ey kardeşim! Bu fazîleti ganîmet bilip ona nâil olmaya çalış. Peygamberimiz (s.a.v.), Hz. Muâz’ı Yemen’e gönderirken ona şöyle buyurmuşlardı: “Muhakkak Hazret-i Allâh’ın senin vâsıtanla bir kişiyi hidâyete erdirmesi senin için dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.” Bu mükâfâtı, ganîmet bil ve sünnet-i seniyyeye insanları dâvete devam et. Hatta yanında sana bu hususta tâbi olan kimseler bulunsun. Senin başına bir hâl gelirse bu hizmeti onlar devam ettirsinler, insanlara hidâyeti göstermekte rehber olsunlar. Hem sen, hadîs-i şerîflerde bildirildiği üzere kıyâmete kadar onların bu hizmetlerinden hâsıl olan sevâbın bir mislini de kazanırsın.
Öyleyse basiretli davran, hâlis bir niyetle, sırf Allâh’ın rızâsını kazanmak için çalış ki Allah senin vasıtan ile bidʻate sapan, yolunu şaşırmış kişiyi doğru yola geri döndürsün. Böylece Peygamberimizin (s.a.v.) yolundan gitmiş olursun. Allâh’ın kitâbını ve Resûlullâh’ın sünnetini ihyâ et. Muhakkak sen, bundan daha fazîletli başka bir amelle Cenâb-ı Hakk’a kavuşamazsın.”
Hicrî:   08   Recep   1441  Fazilet Takvimi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder