قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: جَاهِدُوا فِي سَبِيلِ اللهِ فَإِنَّ
الْجِهَادَ فِي سَبِيلِ اللهِ تَبَارَكَ وَتَعَالَى بَابٌ مِنْ أَبْوَابِ
الْجَنَّةِ يُنَجِّي اللهُ تَبَارَكَ وَتَعَالَى بِهِ مِنَ الْهَمِّ وَالْغَمِّ.
(حم)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " الله
يولنده جهاد أدينز ! زيرى الله تبارك و تعالى يولنده جهاد ، جنت قابلارندان بر
قابى دركه الله تباركه و تعالى اونونله ( سزى ) كجمش و كله جك أؤزنتوسندن قرطارير ."
Resûlullah Efendimiz
sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Allah yolunda cihâd ediniz! Zîrâ Allâhü
Tebâreke ve Teâlâ yolunda cihad, cennet kapılarından bir kapıdır ki Allâhü
Tebâreke ve Teâlâ onunla (sizi) geçmiş ve gelecek üzüntüsünden kurtarır.”
(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Hicrî: 23 Recep 1441 Fazilet
Takvimi
DÜŞMANIN ÇANAKKALE’DEN KAÇIŞI
Birinci Dünya Harbi’nin tarihe geçen en büyük savaşları, Çanakkale cephesinde olmuştu. 18 Mart 1915 sabahı boğaza giren ve tabyaları topa tutan İngiliz ve Fransız filoları, Çanakkale Boğazı’nın iki yakasındaki Türk mevzilerinden açılan yoğun ateş ve Nusret Mayın Gemisi’nin Karanlık Liman’a döşediği mayınların tesiriyle mevcutlarının üçte birini kaybedip çekilmek zorunda kalmışlardı. Bu bozgun, İtilaf Devletlerine karadan destek almaksızın yalnız deniz kuvvetleriyle boğazın geçilemeyeceğini göstermiş ve düşmanın bir kara harekâtına hazırlanmasına sebep olmuştu. 25 Nisan 1915 tarihinde Gelibolu Yarımadası’nın beş ayrı noktasından çıkarma yapıldı. Böylece Çanakkale Muhârebelerinde yaklaşık dokuz ay sürecek kara harekâtı başlamış oldu.
İngiliz ve Fransızlar, kara harekâtının başladığı 1915 Nisan ayından Ağustos ayına kadar giriştikleri taarruzlarda istedikleri muvaffakiyeti elde edememişler, “küçücük kara parçası” diyerek hafife aldıkları Gelibolu Yarımadası’nda kayda değer bir ilerleme gösterememişlerdi. Osmanlı ordusu, onların taarruzuna karşı âdeta etten duvar örmüş, onlara geçit vermemişti.
İtilaf Devletleri ordusu kumandanı Hamilton, bir çıkmaza girmişti. Takviye istemekten başka çaresi yoktu. Öyle de yaptı. Düşmanın hezimeti, gazetelerde açıkça yazılmaktaydı.
Bütün bunların neticesinde İngiltere Savunma Bakanı Kitchener tarafından 11 Ekim’de General Hamilton’a gönderilen bir yazıda, Gelibolu’nun boşaltılmasına karar verildi. Böylece İngilizler boğazları açmak, İstanbul’u almak, Osmanlı’yı can evinden vurmak ve müttefikleri olan Rusya’ya yardım etmek hayallerini “şanlı firar” dedikleri kaçışla birlikte Çanakkale Boğazı’na gömmüşlerdi.
21 Aralık’a gelindiğinde artık düşmanın Anafartalar ve Arıburnu’ndan çekildiği haberleri her tarafa yayılmış ve Osmanlı’da büyük bir sevinç başlamıştı. 10 Ocak 1916 tarihli İkdam Gazetesi bu haberden sevinçle şöyle bahsediyordu:
“Bütün Gelibolu Yarımadası düşmandan temizlendi... Dünkü resmî tebliği okurken iftiharından, sevincinden ağlamayacak bir Osmanlı, bir Müslüman tasavvur edilemez...”
İngiliz ve Fransızlar, kara harekâtının başladığı 1915 Nisan ayından Ağustos ayına kadar giriştikleri taarruzlarda istedikleri muvaffakiyeti elde edememişler, “küçücük kara parçası” diyerek hafife aldıkları Gelibolu Yarımadası’nda kayda değer bir ilerleme gösterememişlerdi. Osmanlı ordusu, onların taarruzuna karşı âdeta etten duvar örmüş, onlara geçit vermemişti.
İtilaf Devletleri ordusu kumandanı Hamilton, bir çıkmaza girmişti. Takviye istemekten başka çaresi yoktu. Öyle de yaptı. Düşmanın hezimeti, gazetelerde açıkça yazılmaktaydı.
Bütün bunların neticesinde İngiltere Savunma Bakanı Kitchener tarafından 11 Ekim’de General Hamilton’a gönderilen bir yazıda, Gelibolu’nun boşaltılmasına karar verildi. Böylece İngilizler boğazları açmak, İstanbul’u almak, Osmanlı’yı can evinden vurmak ve müttefikleri olan Rusya’ya yardım etmek hayallerini “şanlı firar” dedikleri kaçışla birlikte Çanakkale Boğazı’na gömmüşlerdi.
21 Aralık’a gelindiğinde artık düşmanın Anafartalar ve Arıburnu’ndan çekildiği haberleri her tarafa yayılmış ve Osmanlı’da büyük bir sevinç başlamıştı. 10 Ocak 1916 tarihli İkdam Gazetesi bu haberden sevinçle şöyle bahsediyordu:
“Bütün Gelibolu Yarımadası düşmandan temizlendi... Dünkü resmî tebliği okurken iftiharından, sevincinden ağlamayacak bir Osmanlı, bir Müslüman tasavvur edilemez...”
(Yedikıta Dergisi)
Hicrî: 23 Recep 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder