21 Mart 2020 Cumartesi

MİRAC MÛCİZESİ



قَالَ اللهُ تَعَالَى: مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغٰى، لَقَدْ رَاٰى مِنْ اٰيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرٰى. (سورة النجم ,۱۸-۱٧)
 الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا )  :    "  ( او كجه بيغمبريك ) كوز ( ى ، كوردوكندن ) شاشمادى ، ( اونى ) آشمادى ده ، آند اولسونكه او ، ربى نيك أك بيوك آيتلرندن بر قسمنى كورمشدر  . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “(O gece Peygamberin) göz(ü, gördüğünden) şaşmadı, (onu) aşmadı da. Andolsun ki o, Rabb’inin en büyük âyetlerinden bir kısmını görmüştür.” 
(Necm Sûresi, âyet 17-18)
Hicrî:   26   Recep   1441  Fazilet Takvimi

MİRAC MÛCİZESİ

 
İsrâ Sûresi’nin 1. âyet-i kerîmesi ile bildirilen Mirac mûcizesi, Hicret’ten önce, Receb-i şerîfin 27. gecesi vâki olmuştur. Bir kimse, İsrâ’ya yani Peygamberimizin (s.a.v.) Mekke-i Mükerreme’den Beytü’l-Makdis’e az bir vakitte gittiğine inanmazsa kâfir olur. Sahîh hadîslerle meşhûr olan semâlara yükselişini inkâr eylese o kimse bid’at ehlinden olur. Zîrâ Allâh’ın kudretine mâni yoktur.
Cebrâil Aleyhisselam, Peygamberimizi (s.a.v.), Ümmühânî (r. anhâ)’nın evindeki odasından Ka’be-i Muazzama’ya götürdü, göğsünü yardı ve kalbini yıkayarak Burak’a bindirip (Kudüs’teki) Beytü’l-Makdis’e ulaştırdı. Peygamberimiz (s.a.v.), orada peygamberleri ve melekleri gördü. Onlara imamlık edip sahreden (Mescid-i Aksâ’daki büyük kayadan) Burak’a veya Cebrâil Aleyhisselâm’ın kanadına binerek birinci kat semâda Âdem Aleyhisselâm’ı, ikincide Yahyâ ve Îsâ Aleyhimesselâm’ı, üçüncüde Yûsuf Aleyhisselâm’ı, dördüncüde İdrîs Aleyhisselâm’ı, beşincide Hârûn Aleyhisselâm’ı, altıncıda Mûsâ Aleyhisselâm’ı, yedincide İbrâhim Aleyhisselâm’ı gördü. Onlarla selamlaşıp konuştuktan sonra Sidretü’l-Müntehâ’ya vardı. Kendisine Beyt-i Ma’mûr ile Kevser ve Rahmet nehirleri gösterildi.
Oradan Refref’e bindi, huzûr-ı ilâhîye varınca (teşehhüdde okuduğumuz) “Ettehıyyâtü lillâhi vessalevâtü ve’t-tayyibât” ile Cenâb-ı Hakk’ı övdü. Allâhü Teâlâ tarafından kendisine ikrâmla “Esselâmü aleyke eyyühennebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtühû” diye hitâb olundu. Ve bu selâmın şerefine Peygamberimiz (s.a.v.), ümmetini de dâhil edip “Esselâmü aleynâ ve alâ ıbâdillâhi’s-sâlihîn” dedi. Bir gece ve gündüzde elli vakit namaz emrolunmuşken tekrar tekrar yalvararak beş vakte hafifletildi. Geri dönerken bütün dereceleri ile cennetleri ve bütün derekeleri ile cehennemi gördüler.
Beytü’l-Makdis’e gelip Mekke-i Mükerreme’ye doğru yola çıkınca, Kureyş kervânını gördü. Sabah olunca miracını insanlara haber verdi. Peygamberimize (s.a.v.) Beytü’l-Makdis’ten ve kervânlarının hâlinden suâl eylediler. Sordukları şeylerden birer birer açıkça haber verince, Allâh’ın yardımına mazhar olanlar tasdik ettiler; îmândan nasîbi olmayanlar ise inkâr ettiler. 
(Tefsîr-i Mevâkib, Fazilet Neş.)
Hicrî:   26   Recep   1441  Fazilet Takvimi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder