7 Mart 2020 Cumartesi

HAKÎKÎ TEVBE NASIL OLUR?



قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَهُوَ الَّذِى يَقْبَلُ التَّوْبَةَ عَنْ عِبَادِهِ وَيَعْفُو عَنِ السَّيِّـَٔاتِ وَيَعْلَمُ مَا تَفْعَلُونَ. (سورة الشورى، ۲٥)
 الله تعالى شويله بيوردى ( مئآلا )  :    "  و او ( الله ) ، او زاتدركه ، قوللارندان توبه ي قبول أدر و ( تووبه لرى سببيله ) كوناحلردان عفوأدر و هر نه يابارسانز بلير   . "
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Ve O (Allah), o zâttır ki, kullarından tevbeyi kabul eder ve (tevbeleri sebebiyle) günahlardan affeder ve her ne yaparsanız bilir.” 
(Şûrâ Sûresi, âyet 25)
Hicrî:   12   Recep   1441  Fazilet Takvimi


HAKÎKÎ TEVBE NASIL OLUR?

 
Her Müslüman; Allâhü Teâlâ’ya tevbe etmeli, kalbiyle ona yönelmelidir. Bu, Kitab ve Sünnet ile sâbittir. Muhakkak Allâhü Teâlâ, kulunun tevbesini kabul eder, onu reddetmez.
Tevbe, dönmek demektir. Allâhü Teâlâ’ya tevbe etmek demek ise Allâhü Teâlâ’ya yönelmek ve isyana meyletmeyi terk etmektir. İbâdet ve itâate dönmek de bir tevbedir.
Bazı zâtlar, tevbeyi şöyle tarif etmişlerdir: İşlediği günâhı devamlı işlemiş olsa bile o anda kesin olarak terk etmek, daha önce işlemiş olduğu günahlardan pişmanlık duymak ve o günahlara bir daha dönmemeye azmetmektir.
Bundan sonra işlenmiş olan günah, şâyet bir namazın terki ise muhakkak bunun tevbesi, işlenilen bu günâha pişman olmakla beraber, geçmiş olan namazları kazâ etmektir. Oruç ve zekât gibi ibâdetler de böyledir.
Şâyet haksız yere başkasının malını almak gibi bir günah ise yine pişmanlıkla beraber malı aldığı kimseye iâde etmek, artık bu günâhı bir daha işlememeye ihlâsla azmetmek ve şer’-i şerîfin vereceği hükme râzı olmaktır.
Muhakkak günah, kulların kendilerine yaptıkları en büyük zulümlerdendir. Kişi, günâhından tevbe ettiği zaman Allâhü Teâlâ, o tevbeyi kabul etmek mecbûriyetinde değildir. Lâkin kullarının yaptıkları tevbeleri kabul edeceğine dâir vermiş olduğu haberler sebebiyle biz biliyoruz ki o, vaadinden dönmez, kulunun ihlâsla yaptığı tevbeyi fazıl ve ihsânından kabul eder.
Tevbe, saydığımız bu haslet ve şartlarla kemâle erdiği zaman Allâhü Teâlâ keremi ile bu tevbeyi kabul eder, Hafaza Meleklerine ve diğer bütün varlıklara o kimsenin işlemiş olduğu günahları ve hataları unutturuverir. Zîrâ Tâhâ Sûresi’nin 82. âyet-i kerîmesinde (meâlen):
“Ve şüphesiz ki ben, tevbe ve îman edenleri, sâlih amel işleyenleri, sonra da doğru yolda (ölünceye kadar) sebat edenleri elbette çok affediciyimdir.” buyurulmuştur.
Hicrî:   12   Recep   1441  Fazilet Takvimi


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder