قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَيَّتُهَا الْأُمَّةُ إِنِّي لَا
أَخَافُ عَلَيْكُمْ فِيمَا لَا تَعْلَمُونَ وَلٰكِنِ انْظُرُوا كَيْفَ تَعْمَلُونَ
فِيمَا تَعْلَمُونَ. (هب)
رسول
الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " أى
أمتم ! بلمديكنز شيلرده سزيك عليهنزه قورقميوروم ، لكن بلديكينز شيلر إيله نصل عمل
أتديكينزى ( عملينزيك علمنيزه اويغون اولوب اولماديغنى ) إي دوشونونوز ."
Resûlullah
Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ey ümmetim! Bilmediğiniz
şeylerde sizin aleyhinize korkmuyorum. Lâkin bildiğiniz şeyler ile nasıl amel
ettiğinizi (amelinizin ilminize uygun olup olmadığını) iyi düşününüz.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 22 Recep 1441 Fazilet
Takvimi
TAHİYYÂT’IN MÂNÂSI
Namaz kılarken teşehhüdde ‘Ettahıyyâtü’ okumak vâciptir. ‘Ettahıyyâtü’nün manası şu şekilde beyan edilmiştir: ‘Ettahıyyâtü’ lisan ile yapılan bütün ibâdetler, ‘vessalevâtü’ beden ile yapılan bütün ibâdetler, ‘vettayyibâtü’ mal ile yapılan bütün ibâdetler Allâhü Azîmüşşân’a mahsustur, demektir.
Bu mübârek kelimeler, Mirac Gecesinde Hazret-i Hâtemü’l-Enbiyâ (aleyhi ve aleyhimü’s-salâtü ve’s-selâm) Efendimizden sâdır olmuştur. Kendileri, ilhâm-ı Rabbânî ile böyle tahiyyât ve ta’zîmatta bulunduklarında Cenâb-ı Hak: ‘Ey şânı ve şerefi yüce olan Peygamberim, Allâh’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı senin üzerine olsun.’ meâlinde olan ‘esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtüh’ buyurarak Peygamber Efendimizin (s.a.v.) tahiyyâtına cevap buyurmuştur.
Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) tahiyyât, salevât ve tayyibâttan ibâret üç kelimesine mukâbil Allâhü Teâlâ da selâm, rahmet ve berekâtından ibâret üç kelime ile karşılık vererek in‘âm ve ihsanda bulunmuştur.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) mahlûkâtın en cömerdi ve şereflisi olduğundan Allâhü Teâlâ’nın bu ihsânını bütün peygamberlere, meleklere, ins ü cinden olan sâlih müminlere atfederek ‘Esselâmü aleynâ ve alâ ‘ıbâdillâhi’s-sâlihîn’ buyurmuşlardır.
Bunun üzerine bütün melekler ve bilhâssa Hazret-i Cibrîl, Allâhü Teâlâ’nın ilhâmı ile ‘Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.’ diyerek kelime-i şehâdeti söylemişlerdir. (Nimet-i İslam)
İbn-i Mesûd (radıyallâhü anh), Resûlullah Efendimizden (sallallâhü aleyhi ve sellem); bu tahıyyâtı okuyan kimsenin selâmının Allâhü Teâlâ’nın göklerdeki ve yeryüzündeki bütün kullarına ulaşacağını rivâyet etmiştir.
Bu mübârek kelimeler, Mirac Gecesinde Hazret-i Hâtemü’l-Enbiyâ (aleyhi ve aleyhimü’s-salâtü ve’s-selâm) Efendimizden sâdır olmuştur. Kendileri, ilhâm-ı Rabbânî ile böyle tahiyyât ve ta’zîmatta bulunduklarında Cenâb-ı Hak: ‘Ey şânı ve şerefi yüce olan Peygamberim, Allâh’ın selâmı, rahmeti ve berekâtı senin üzerine olsun.’ meâlinde olan ‘esselâmü aleyke eyyühe’n-nebiyyü ve rahmetullâhi ve berakâtüh’ buyurarak Peygamber Efendimizin (s.a.v.) tahiyyâtına cevap buyurmuştur.
Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) tahiyyât, salevât ve tayyibâttan ibâret üç kelimesine mukâbil Allâhü Teâlâ da selâm, rahmet ve berekâtından ibâret üç kelime ile karşılık vererek in‘âm ve ihsanda bulunmuştur.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) mahlûkâtın en cömerdi ve şereflisi olduğundan Allâhü Teâlâ’nın bu ihsânını bütün peygamberlere, meleklere, ins ü cinden olan sâlih müminlere atfederek ‘Esselâmü aleynâ ve alâ ‘ıbâdillâhi’s-sâlihîn’ buyurmuşlardır.
Bunun üzerine bütün melekler ve bilhâssa Hazret-i Cibrîl, Allâhü Teâlâ’nın ilhâmı ile ‘Eşhedü en lâ ilâhe illallâh ve eşhedü enne Muhammeden abdühû ve rasûlüh.’ diyerek kelime-i şehâdeti söylemişlerdir. (Nimet-i İslam)
İbn-i Mesûd (radıyallâhü anh), Resûlullah Efendimizden (sallallâhü aleyhi ve sellem); bu tahıyyâtı okuyan kimsenin selâmının Allâhü Teâlâ’nın göklerdeki ve yeryüzündeki bütün kullarına ulaşacağını rivâyet etmiştir.
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî: 22 Recep 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder