قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْعُمْرَةُ إِلَى الْعُمْرَةِ
كَفَّارَةٌ لِمَا بَيْنَهُمَا. (ق)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " عمره
كندسى إيله ديكر عمره آراسنده إشلنن ( كوجوك ) كناحلره كفارت در ."
Resûlullah
Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Umre, kendisiyle diğer umre
arasında işlenen (küçük) günahlara keffârettir.”
(Müttefekun aleyh; Sahîh-i
Buhârî ve Müslim
Hicrî: 06 Recep 1441 Fazilet
Takvimi
UMRE
Umre lügatte, ziyâret mânâsınadır. Dînimizde ise ihramlı olarak Beytullâh’ı ziyâret edip, Safâ ile Merve arasında sa’y yapmaktır.
Umre, Allâhü Teâlâ’nın “Ve Allah için haccı da umreyi de tamam yapınız.” meâlindeki Bakara Sûresi’nin 196. âyet-i kerîmesi ile yapılmasını işâret buyurduğu fazîletli bir ibâdettir. Hanefî ve Mâlikî mezhebinde, ömürde bir defa umre yapılması müekked sünnet; Şâfiî ve Hanbelî mezhebinde farz sayılmıştır.
Umrenin rukünleri: İhrâm, tavâf, sa’y ve tıraş olmak (saçı kazımak veya kısaltmak)tır.
Hazret-i Katâde (radıyallâhü anh) diyor ki: Enes’e (radıyallâhü anh): “Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) kaç umre yaptı?” diye sordum. Şöyle cevap verdi: “Dört umre yaptı.”
1- Kureyş müşriklerinin Resûl-i Ekrem’in Mekke-i Mükerreme’ye girmelerine mâni oldukları senedeki Hudeybiye umresidir.
2- Hudeybiye’den sonra gelen senedeki (kaza) umresidir.
3- Sekizinci sene Zilkâde ayında Cirâne umresidir.
4- Veda haccı ile yaptığı umredir.
Hazret-i Katâde (r.a.): “Resûlullah kaç hac yaptı?” diye Hazret-i Enes’e (r.a.) sordu. Hazret-i Enes (r.a.): “Bir hac yaptı. O da vedâ haccıdır.” diye cevap vermiştir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Hz. Âişe vâlidemize umre yapacağında ona şöyle buyurdular: “Yorgunluğun ve harcadığın miktar kadar sana sevap vardır.”
Ebû Zer (r.a.), Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduklarını rivâyet etti: “Dâvud Aleyhisselam buyurdular ki: ‘Yâ Rab! Kulların senin beytini ziyâret ettikleri zaman, senin üzerinde onlar için ne var (onlara ne mükâfat verirsin)?” Cenâb-ı Hak şöyle buyurdu:
“Her ziyâretçinin ziyâret ettiğinde hakkı vardır. Yâ Dâvud! Benim de ahdim olsun ki dünyada onlara âfiyet vereceğim, bana kavuştukları zaman da onları affedeceğim.”
Umre, Allâhü Teâlâ’nın “Ve Allah için haccı da umreyi de tamam yapınız.” meâlindeki Bakara Sûresi’nin 196. âyet-i kerîmesi ile yapılmasını işâret buyurduğu fazîletli bir ibâdettir. Hanefî ve Mâlikî mezhebinde, ömürde bir defa umre yapılması müekked sünnet; Şâfiî ve Hanbelî mezhebinde farz sayılmıştır.
Umrenin rukünleri: İhrâm, tavâf, sa’y ve tıraş olmak (saçı kazımak veya kısaltmak)tır.
Hazret-i Katâde (radıyallâhü anh) diyor ki: Enes’e (radıyallâhü anh): “Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) kaç umre yaptı?” diye sordum. Şöyle cevap verdi: “Dört umre yaptı.”
1- Kureyş müşriklerinin Resûl-i Ekrem’in Mekke-i Mükerreme’ye girmelerine mâni oldukları senedeki Hudeybiye umresidir.
2- Hudeybiye’den sonra gelen senedeki (kaza) umresidir.
3- Sekizinci sene Zilkâde ayında Cirâne umresidir.
4- Veda haccı ile yaptığı umredir.
Hazret-i Katâde (r.a.): “Resûlullah kaç hac yaptı?” diye Hazret-i Enes’e (r.a.) sordu. Hazret-i Enes (r.a.): “Bir hac yaptı. O da vedâ haccıdır.” diye cevap vermiştir.
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Hz. Âişe vâlidemize umre yapacağında ona şöyle buyurdular: “Yorgunluğun ve harcadığın miktar kadar sana sevap vardır.”
Ebû Zer (r.a.), Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduklarını rivâyet etti: “Dâvud Aleyhisselam buyurdular ki: ‘Yâ Rab! Kulların senin beytini ziyâret ettikleri zaman, senin üzerinde onlar için ne var (onlara ne mükâfat verirsin)?” Cenâb-ı Hak şöyle buyurdu:
“Her ziyâretçinin ziyâret ettiğinde hakkı vardır. Yâ Dâvud! Benim de ahdim olsun ki dünyada onlara âfiyet vereceğim, bana kavuştukları zaman da onları affedeceğim.”
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder