10 Haziran 2019 Pazartesi

RAHMETEN Lİ’L-ÂLEMÎN’DİR MUHAMMED MUSTAFÂ



عَنْ أُمِّ سَلَمَةَ رَضِيَ اللهُ عَنْهَا قَالَتْ: نَامَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيهِ وسَلَّمَ عَلَى فِرَاشٍ حَشْوُهُ لِيفٌ، وَوِسَادَةٍ حَشْوُهَا لِيفٌ، فَقَامَ فَأَثَّرَ بِجِلْدِهِ فَبَكَيْتُ، فَقَالَ: يَا أُمَّ سَلَمَةَ، مَا يُبْكِيكِ؟ فَقُلْتُ: مَا أَرَى مِنْ أَثَرِ هَذَا، قَالَ: فَلاَ تَبْكِي، فَوَاللهِ لَوْ أَرَدْتُ أَنْ تَسِيرَ مَعِيَ الْجِبَالُ لَسَارَتْ. (المطالب)
أُمُّ سَلَمَة ( رَضِىَ اللهُ عَنْهَا ) شويله بيوردى : "رسول الله ﷺ ) إجى حورما ليفى إيله دولدورولمش ياطاق و ياصطغنده اويومشدى . قالقنجه جلدنده ليفلرين إذى جقدى ، بن آغلادم . " أى أمُّ سلمة ، سنى آغلاطان نه در ؟ " بيوردولر . " كورديكم شو إذلر " ده ديم . " آغلامه ، والله شايت داغلارين بنمله يورومسنى إستسيديم ألبتده يورورلردى ." بيوردولر . "

Ümmü Seleme (r. anhâ) şöyle buyurdu: “Resûlullah (s.a.v.) içi hurma lifiyle doldurulmuş yatak ve yastığında uyumuştu. Kalkınca cildinde liflerin izi çıktı. Ben ağladım. “Ey Ümmü Seleme, seni ağlatan nedir?” buyurdular. “Gördüğüm şu izler” dedim. “Ağlama, Vallâhi şayet dağların benimle yürümesini isteseydim elbette yürürlerdi.” buyurdular
(Askalânî, el-Metâlibü’l-Âliye)
Hicrî:   05  Şevval   1440  Fazilet Takvimi   

RAHMETEN Lİ’L-ÂLEMÎN’DİR MUHAMMED MUSTAFÂ


Peygamberimiz (s.a.v.) vefatına sebep olan hastalığı sırasında Hücre-i Saâdet ile mescid arasından bir perdeyi açtırdı. Ashâbı, Hz. Ebûbekr’in ardında cemâat olup namaz kılıyorlardı. Onların bu güzel hâlini gördü ve Allâh’a hamdetti. Sonra buyurdular ki: “Ey insanlar, ey müminler, sizden birinize bir musîbet erişirse o başkasından gelen musîbete karşılık benim vefâtımı hatırlayarak kendini teselli etsin. Zîra benden sonra ümmetim üzerine, vefâtımdan daha şiddetli musîbet gelmez.”
Kâdî Hüseyin (rah.) şöyle demiştir: Mümin kimsenin Peygamberimizin dünyadan ayrılmasından dolayı duyduğu hüzün, ana ve babasından ayrılmasından duyacağı hüzünden daha fazla olmalıdır. Çünkü her Müslümanın Peygamberimizi (s.a.v.), kendi nefsinden, âilesinden ve malından daha çok sevmesi lazımdır.
Şüphe yok ki Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), diğer enbiyâ-i ızâm gibi kabrinde husûsî bir hayat ile diridir, kendisini ziyâret edenleri bilir, ümmetinin amelleri kendisine arz olunur. Nitekim bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurmuşlardır: “Hayatta olmam sizin için hayırlıdır, benimle konuşursunuz ben de sizinle konuşurum. Vefatım da sizin için hayırlıdır. Amelleriniz bana arz olunur. Hayırlı gördüklerim için Allâh’a hamd ederim. Kötü gördüklerim hakkında ise sizin için Allâh’a istiğfâr ederim.” 
(Müsnedü’l-Bezzâr)
Ümmetinden bir kimse, ona uzaktan salevât getirse bu kendisine ulaştırılır. Mübârek kabr-i şerîfi yanında selâm edilse bunu işitir ve aynen hayâtındaki gibi mukâbelede bulunur. Nitekim namazda ka’delerde muhatap olarak ona salâtü selâm getiririz.
Peygamber Efendimize (s.a.v.) vefatından sonra gösterilecek hürmet, aynen hayâtındaki gibidir. İmâm Mâlik Hazretleri, Abbâsî Halîfesi Mansûr’un sesini Mescid-i Nebevî’de yükseltmesi üzerine onu îkaz etmiş ve: “Muhakkak ona vefâtından sonra da vefâtından önceki gibi hürmet etmek lazımdır” demiştir.
Hicrî:   05  Şevval   1440  Fazilet Takvimi   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder