12 Haziran 2019 Çarşamba

İSLÂM’IN BEKÂSI DÖRT ŞEY İLEDİR



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَا أَنْعَمَ اللهُ عَلَى عَبْدٍ مِنْ نِعْمَةٍ فِى أَهْلٍ أَوْ مَالٍ أَوْ وَلَدٍ، فَيَقُولُ مَا شَاءَ اللهُ لَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ إِلَّا دَفَعَ اللهُ عَنْهُ كُلَّ آفَةٍ حَتَّى تَأْتِيَهُ مَنِيَّتُهُ. (الدر المثور)
رسول الله  أفندمز  ( )  بيوردولر ،"    الله تعالى كنديسينه آئله ويا مال ويا جوجق نعمتى إحسان أديب ده " مَا شَاءَ اللهُ لَا قُوَّةَ إِلَّا بِاللهِ " دين هجبر قُلْ يوقدركى : الله أؤلم  كلنجيه قدار بتون آفتلرى اوندان دفع أتمش اولماسين ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Allâhü Teâlâ kendisine aile veya mal veya çocuk nîmeti ihsan edip de ‘Mâşâallâhü lâ kuvvete illâ billâhi’ diyen hiçbir kul yoktur ki; Allah, ölüm gelinceye kadar bütün âfetleri ondan def etmiş olmasın.” 
(Süyûtî, ed-Dürru’l-Mensûr)
Hicrî:   09  Şevval   1440  Fazilet Takvimi   

İSLÂM’IN BEKÂSI DÖRT ŞEY İLEDİR

İslâm’ın bekâsı dört şey iledir:
Kırâat, tahâret, ibâdet ve mücâhede iledir. Allâhü Tebâreke ve Teâlâ Hazretleri bu dört şeyin dördünü de Hazret-i Osman’a (r.a.) nasip eyledi:
Kırâat için, Kur’ân-ı Azîmüşşân’ı cem etti. Tahâret için Rûme Kuyusu’nu satın alıp Müslümanlara vakfetti. İbâdet için Mescid-i Nebevî’yi genişletti. Mücâhede için de mücâhidleri harp âletleriyle donattı.
TUĞRA
Tuğra, Osmanlı padişahlarının nişan ve yazılı alâmeti, bir nevi imzasıdır. Tuğra, Türkçe bir kelime olup Arapça’sı tevkî‘, Farsça’sı nişândır. Osmanlılarda bilinen ilk tuğra Orhan Bey’e aittir. 1324 ve 1348 tarihli iki tuğrası günümüze ulaşmıştır. Sultan Çelebi Mehmed’e kadar tuğralarda sadece hükümdarla babasının adı bulunurken bu tarihten itibaren “han” kelimesi, Sultan İkinci Murad’dan itibaren de “muzaffer dâimâ” cümlesi ilave edilmiştir.
Asırlar geçtikçe tuğralar yavaş yavaş daha güzel, daha muntazam bir hâl aldı. İkinci Süleyman Han zamanında tuğranın sağ kenarına bir çiçek veya yaprak deseni konulmaya başlanılmış, bu usul Sultan Üçüncü Ahmed devrinde iyice yayılmıştı. 18. asırda iyice güzelleşen tuğra şekli, en kâmil hâlini meşhur hattat Mustafa Râkım Efendi’nin eliyle Sultan İkinci Mahmud Han’ın tuğrasında buldu. Sağ kenardaki çiçek deseninin yerine de bu padişahın tuğrasında “Adlî” kelimesi geçmiş, Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın tuğrasında “el-Gâzî” kullanılmıştır.
Padişah tuğraları ferman, berat, nâme-i hümâyûn, ahidnâme gibi padişaha ait çeşitli vesîkaların üzerinde bulunduğu gibi paralarda, inşa edilen çeşitli binaların üzerinde, senetlerde, pullarda, bayraklarda, nüfus kâğıtlarında ve hatta saatlerde bile bulunurdu. Üzerinde tuğra bulunan her ne ise, bu, o nesnenin padişaha ait olduğunu veya o padişah zamanında yapıldığını gösterirdi.
Hicrî:   09  Şevval   1440  Fazilet Takvimi   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder