28 Haziran 2019 Cuma

NAMAZA MÂNEVÎ HAZIRLIK



جَاءَ رَجُلٌ إِلَى النَّبِيِّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَقَالَ: يَا رَسُولَ اللهِ عَلِّمْنِي وَأَوْجِزْ، قَالَ: إِذَا قُمْتَ فِي صَلَاتِكَ فَصَلِّ صَلَاةَ مُوَدِّعٍ، وَلَا تَكَلَّمْ بِكَلَامٍ تَعْتَذِرُ مِنْهُ، وَأَجْمِعِ الْيَأْسَ عَمَّا فِي أَيْدِي النَّاسِ. (ه)
بر كشى بيغمبر أفندمزه ( ﷺ ) كليب " يارسول الله ! بانه بر شيلر أؤكرتنز ، فقط قصه و أؤز سويلينز " دينجه بيغمبر أفندمز ( ﷺ ) " نمازه باشلاديغين زمان ( حياته ) ودى أده نين نمازى ( يعنى ، أك صون نمازنمش ) كبى قيل . أؤزور ديله يه جكين بر سوز سويلمه . إنسانلرين ألنده كى دنيا مالندان أؤميدنى كسميه عظيم كار ، قرارلى اول ."
Bir kişi Peygamber Efendimize (s.a.v.) gelip “Yâ Resûlallâh! Bana bir şeyler öğretiniz, fakat kısa ve öz söyleyiniz” deyince Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Namaza başladığın zaman (hayata) vedâ edenin namazı (yani, en son namazınmış) gibi kıl. Özür dileyeceğin bir söz söyleme. İnsanların elindeki dünya malından ümidini kesmeye azimkâr, kararlı ol.” 
(S. İbn-i Mâce)
Hicrî:   23  Şevval   1440  Fazilet Takvimi   


NAMAZA MÂNEVÎ HAZIRLIK

 
İmâm Gazâlî (rahmetullâhi aleyh) Bidâyetü’l-Hidâye kitabında namaza hazırlığı şöyle beyân eder: Namazın dışından olan hadesten tahâret (abdesti yoksa abdest almak, cünüp ise gusletmek), necâsetten tahâret (vücudunu, elbisesini ve namaz kıldığı yeri necâsetten temizlemek), setr-i avret (vücudunda örtmesi icap eden yerleri örtmek), kıbleye dönmek, vakit ve niyet gibi şartlarını yerine getirdikten sonra:
Namaza başlarken kalbini dünyevî vesveselerden, kuruntulardan temizle. Kimin huzurunda durduğunu, kime ilticâ ettiğini iyice düşün. Gâfil ve nefsânî arzular ile dolu bir kalp ile Mevlâya yalvarmaktan utan. İyi bil ki Cenâb-ı Hak, senin içinden geçen her şeyi hakkıyla bilendir, o senin kalbine nazar etmektedir. Allâhü Teâlâ namazından ancak huşû ve tevâzu ile kılabildiğin miktarını kabul eder.
Namazda Rabbine, onu görüyormuş gibi ibâdet et. Çünkü sen onu görmesen de muhakkak o seni görmektedir. Eğer namazda kalb huzurun yoksa ve âzâlarını derleyip toparlayamıyorsan bu, Allâh’ın celâlini ve azametini bilmekteki kusûrundan dolayıdır.
Şöyle kıyas et ki: Kendisine saygı duyduğun bir büyüğün namaz kıldığın sırada sana baktığını bilsen, nasıl derli toplu ve huşû ile namaz kılarsın. Şimdi kendine şöyle sor: Ey kötü nefsim! Seni yaratan Mevlâ’dan utanmaz mısın? Hakîkatte sana fayda ve zararı olmayan onun kullarından bir kul seni görüyor diye nasıl namazını güzel kılmaya çalışıyorsun. Hâlbuki pekâlâ biliyorsun ki, Rabbin seni dâimâ görmektedir. Sen ise ona ibâdetinde huşûlu, saygılı olmuyorsun. Yoksa Cenâb-ı Hak, senin nazarında onun kullarından birinden daha mı az kıymetli! Ey nefsim, senin cehâletin ve azgınlığın ne kadar çok! Bana düşmanlığın ne kadar fazla!
Kalbini bu gibi düşüncelerle namaza hazır hâle getirmeye çalış. Umulur ki namazda kalbin huzûra kavuşur. Çünkü namazından senin için sevap yazılacak olan ancak aklederek (kalb huzûru ile) kıldığın miktarıdır. Gaflet ve hata ile kıldığın namazın da istiğfara ihtiyacı vardır.
Hicrî:   23  Şevval   1440  Fazilet Takvimi   


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder