19 Şubat 2019 Salı

KUR’ÂN-I KERÎM’DE ZİKREDİLEN PEYGAMBERLER




قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَلَقَدْ أَرْسَلْنَا رُسُلًا مِنْ قَبْلِكَ مِنْهُمْ مَنْ قَصَصْنَا عَلَيْكَ وَمِنْهُمْ مَنْ لَمْ نَقْصُصْ عَلَيْكَ... (سورة المؤمن، ۷۸ )
الله تعالى شويله بيوردى ( مآلاً )   ."  جلالم حقى إيجن بز سندن أول ده نيجه رسوللر كوندرمشدك ، اونلردان بر قسمنين قصه صنى صنه خبر وردك . بر قسمنين قصه صنى ده صنه خبر ورمدك .
Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu (meâlen): “Celâlim hakkı için biz senden evvel de nice resuller göndermiştik, onlardan bir kısmının kıssasını sana haber verdik, bir kısmının kıssasını da sana haber vermedik…”
(Mümin Sûresi, âyet 78)
Hicrî:   14  Cemaziyelahır   1440  Fazilet Takvimi 

KUR’ÂN-I KERÎM’DE ZİKREDİLEN PEYGAMBERLER


Peygamberlerin evveli Hazret-i Âdem Aleyhisselâm, sonuncusu Peygamberimiz Muhammed Mustafa (sallallâhü aleyhi ve sellem)dir. Bu ikisinin arasında çok peygamberler gelmiştir. Onların sayısını ancak Allâhü Teâlâ bilir. Kur’ân-ı Kerîm’de ism-i şerîfleri beyan olunan yirmi sekiz peygamberin isimlerinin bilinmesi vaciptir:
Âdem, İdrîs, Nûh, Hûd, Sâlih, İbrâhîm, Lût, İsmâîl, İshâk, Yakûb, Yûsuf, Eyyûb, Şuayb, Mûsâ, Hârun, Dâvud, Süleyman, Yûnus, İlyâs, Elyesa, Zülkifl, Zekeriyya, Yahyâ, Îsâ, Uzeyr, Lokman, Zülkarneyn ve Muhammed Mustafa (salevâtullâhi alâ nebiyyinâ ve aleyhim ecmaîn). Bazı âlimler Uzeyr, Lokman, Zülkarneyn Hazretlerine evliyadır, demişlerdir.

İBRÂHİM BİN EDHEM’İN TEVÂZÛ

İbrâhim bin Edhem (rahimehullah), hasat işinde çalışır, bağ bahçe bekçiliği yapardı. Bir gün bir süvari gelip kendisine biraz meyve vermesini istedi. İbrâhim bin Edhem (rah.) vermedi. Bunun üzerine süvari elindeki sopa ile İbrâhim bin Edhem’in kafasına vurdu. İbrâhim bin Edhem (rah.) başını aşağı eğerek: “Allâh’a âsi olmuş zâlim kafaya vur!” dedi.
Süvari onun İbrâhim bin Edhem (rahimehullah) olduğunu öğrenince hemen kendisinden özür diledi. İbrâhim bin Edhem (rah.) de ona: “Özür dilenmeye ihtiyaç duyan kafayı, ben Belh şehrinde bıraktım” dedi.
İbrâhim bin Edhem (rahimehullah) lisân-ı hâliyle demiş oluyor ki: Ben Belh’de iken makâm ve mevki atına binmiş, başımdaki asâlet ve riyâsetle övünmek sevdası ile kibir meydanında dolaşıyordum. Şimdi bu sevda başımdan çıktı, kibir ve gurur yerini tevâzûya bıraktı. Gurur ve aldanış ipiyle dokunmuş ahmaklık hırkasını çıkardım. Bahtsızlık, âvârelik ve tembellik bakırından dövülmüş süsleri attım. Yerine takva ipinden ve tevâzu ibrişiminden dokunmuş ebedî saâdet hırkasını giydim. Edeb ve irfan cevherlerinden dökülmüş evliyâ süsleriyle ziynetlendim. Gönül sultanına yaklaştım. Eğer Leyla’dan kabul görecekse bir âşık, onun mahallesinin köpeklerinden gördüğü eziyete asla aldırmaz.
Hicrî:   14  Cemaziyelahır   1440  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder