قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَيْسَ بِمُؤْمِنٍ مُسْتَكْمِلِ
الْإِيمَانِ مَنْ لَمْ يَعُدَّ الْبَلَاءَ نِعْمَةً وَالرَّخَاءَ مُصِيبَةً
قَالُوا كَيْفَ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ لِأَنَّ الْبَلَاءَ لَا يَتْبَعُهُ
إِلَّا الرَّخَاءُ فَكَذَلِكَ الرَّخَاءُ لَا يَتْبَعُهُ إِلَّا الْمُصِيبَةُ.
(كنز)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر ," بلاي
نعمت راحاتليغى مصيبت قبول أتمين كمسه كامل مؤمن دكلدر ." بو نصل اولور يا
رسول الله ؟ دديلر ." محقق هر بلاي بر راحاتلق تعقيب أدر . ينه هر راحاتليغى
ده بر مصيبت تعقيب أدر ." بويوردلر ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Belâyı nîmet, rahatlığı musîbet kabul etmeyen kimse kâmil mü’min değildir.” Bu nasıl olur yâ Resûlallah? dediler. “Muhakkak her belâyı bir rahatlık takip eder. Yine her rahatlığı da bir musîbet takip eder.” buyurdular.
(Suyûtî, el-Câmiu’s-Sağîr)
Hicrî: 26 Rabiulevvel 1440 Fazilet
Takvimi
EN ŞİDDETLİ BELÂYA PEYGAMBERLER UĞRARLAR
Ashâb-ı Kiramdan Ebû Saîd-i Hudrî (radıyallâhü anh), bir gün Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) huzuruna girdi.
Resûlullah Efendimiz, humma hastalığının ateşi ve elemi içinde idi. Üzerinde de kadife bir örtü vardı.
Ebû Saîd (radıyallâhü anh) elini o örtünün üzerine koydu, kadifenin üzerinden Resûlullâh’ın ateşini hissetti.
“Yâ Resûlallâh, humma harâretiniz ne kadar da şiddetli.” dedi. Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Bizim üzerimize belâlar elbette şiddetli olur, sevâbı da kat kat verilir.” buyurdular. Sonra:
“Yâ Resûlallâh, insanlardan en şiddetli belâya kimler uğrar?” dedi.
“Peygamberler.” buyurdular.
“Sonra kim?”
“Âlimler.”
“Sonra kim?”
“Sonra da sâlihler.” buyurdular. (Hâkim, el-Müstedrek)
Resûlullah Efendimiz, humma hastalığının ateşi ve elemi içinde idi. Üzerinde de kadife bir örtü vardı.
Ebû Saîd (radıyallâhü anh) elini o örtünün üzerine koydu, kadifenin üzerinden Resûlullâh’ın ateşini hissetti.
“Yâ Resûlallâh, humma harâretiniz ne kadar da şiddetli.” dedi. Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem):
“Bizim üzerimize belâlar elbette şiddetli olur, sevâbı da kat kat verilir.” buyurdular. Sonra:
“Yâ Resûlallâh, insanlardan en şiddetli belâya kimler uğrar?” dedi.
“Peygamberler.” buyurdular.
“Sonra kim?”
“Âlimler.”
“Sonra kim?”
“Sonra da sâlihler.” buyurdular. (Hâkim, el-Müstedrek)
NEFİS SENDEN ÜMİDİNİ KESER
Tâbiînden Zeyd bin Sûhân’ın (r.a.) âzâdlı kölesi Sâlim (r.a.) şöyle anlatır:
Efendim Zeyd’le beraber çarşıda idik. Selmân-ı Fârisî’ye (r.a.) rastladık. Yüklü bir mikdar zahîre (yiyecek) almıştı.
Zeyd ‘Ey Selmân! Sen Resûlullâh’ın sahâbîsi, yakını olduğun halde böyle mi yapıyorsun?’ dedi. Selmân-ı Fârisî (r.a.) şöyle dedi:
‘Nefis rızkına kavuşursa mutmain olur. Sen de kendini ibâdete verirsin ve nefis sana vesvese vermekten ümidini keser.’
Efendim Zeyd’le beraber çarşıda idik. Selmân-ı Fârisî’ye (r.a.) rastladık. Yüklü bir mikdar zahîre (yiyecek) almıştı.
Zeyd ‘Ey Selmân! Sen Resûlullâh’ın sahâbîsi, yakını olduğun halde böyle mi yapıyorsun?’ dedi. Selmân-ı Fârisî (r.a.) şöyle dedi:
‘Nefis rızkına kavuşursa mutmain olur. Sen de kendini ibâdete verirsin ve nefis sana vesvese vermekten ümidini keser.’
(Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye)
Hicrî: 26 Rabiulevvel 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder