قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَفْضَلَ الْإِيمَانِ أَنْ
تَعْلَمَ أَنَّ اللهَ مَعَكَ حَيْثُمَا كُنْتَ. (طس)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر ," إيمانيك
أك فيلتلسى ، نره ده اولورسان اول ، الله تعالى نيك سنكله اولديغونى بلمندر
."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Îmânın en faziletlisi, nerede olursan ol, Allâhü Teâlâ’nın seninle olduğunu bilmendir.”
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Evsat)
Hicrî: 10 Rabiulahir 1440 Fazilet
Takvimi
BİZ ALLÂH’IN KULLARIYIZ VE NİHAYET ONA DÖNECEĞİZ
Allâhü Teâlâ (celle celâlühü) -meâlen- “Şüphesiz sizleri biraz korku, biraz açlık, biraz maldan, candan ve hâsılattan eksiklik ile imtihan edeceğiz, müjdele o sabırlıları ki (onlar) başlarına bir musîbet geldiği vakit biz Allâh’ın kullarıyız ve nihayet ona döneceğiz derler.” (Bakara Sûresi, âyet 155-156) buyurmaktadır. Bu âyet-i kerîmeler şöyle tefsir edilmiştir:
Ey ehl-i îmân! Kimlerin Peygambere tabi olup olmadığını seçmek ve o nimeti tamamlamak üzere sizi korkudan, açlıktan, mal, nüfus ve mahsullerin eksikliğinden biraz bir şeye düçar edeceğiz ve böyle bazı mihnet ve sıkıntılarla imtihan eyleyeceğiz. Âhirette (meâlen) “..Onlara bir korku yoktur ve onlar da mahzun olmayacaklardır.” (Âl-i İmrân Sûresi, âyet 170) sırrına ermeniz için dünyada biraz bu mihnetleri tadacaksınız, düşmanların hücumu korkusu, kıtlık ve darlıktan dolayı açlık, muhârebe ve muhârebe masrafları dolayısıyla mal, can eksikliği, kazanç ve evlat eksikliği kabilinden biraz bir şey ile imtihan olacaksınız.
Bu âyet İslâm dininde farz kılınacak olan bazı hükümlere ve vazîfelere de işâret etmektedir. Korku, Allah korkusuna, açlık Ramazan orucuna, mal eksikliği zekâta, nüfus eksikliği cihada, şehitliğe ve hastalıklara, mahsulât eksikliği evlâd ve kazanç zâyiâtına işarettir.
Bu elem ve mihnetin her birinden böyle birazcık mükellefiyet, bunların tamamen ve umûmî sûrette olmasına mâni olacak ve âhirette büyük büyük nimetlere kavuşturacaktır. Sabredenlere müjdeler vardır.
O sabredenler ki kendilerine bir musîbet isâbet ettiği vakit, yâni “Mü’mine eziyet verecek her şey ona bir musîbettir.” hadîs-i şerîfi mûcebince eziyet verecek her hangi bir zarara giriftar oldukları zaman “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” derler. (Biz her halde Allâh’ınız ve behemehâl ona dönüp varacağız) diye Allâh’a teslimiyet arz etmek ile teselli olmuş olarak sabrederler ve bunu yalnız lisânen değil, bütün kalbleriyle söylerler.
Ey ehl-i îmân! Kimlerin Peygambere tabi olup olmadığını seçmek ve o nimeti tamamlamak üzere sizi korkudan, açlıktan, mal, nüfus ve mahsullerin eksikliğinden biraz bir şeye düçar edeceğiz ve böyle bazı mihnet ve sıkıntılarla imtihan eyleyeceğiz. Âhirette (meâlen) “..Onlara bir korku yoktur ve onlar da mahzun olmayacaklardır.” (Âl-i İmrân Sûresi, âyet 170) sırrına ermeniz için dünyada biraz bu mihnetleri tadacaksınız, düşmanların hücumu korkusu, kıtlık ve darlıktan dolayı açlık, muhârebe ve muhârebe masrafları dolayısıyla mal, can eksikliği, kazanç ve evlat eksikliği kabilinden biraz bir şey ile imtihan olacaksınız.
Bu âyet İslâm dininde farz kılınacak olan bazı hükümlere ve vazîfelere de işâret etmektedir. Korku, Allah korkusuna, açlık Ramazan orucuna, mal eksikliği zekâta, nüfus eksikliği cihada, şehitliğe ve hastalıklara, mahsulât eksikliği evlâd ve kazanç zâyiâtına işarettir.
Bu elem ve mihnetin her birinden böyle birazcık mükellefiyet, bunların tamamen ve umûmî sûrette olmasına mâni olacak ve âhirette büyük büyük nimetlere kavuşturacaktır. Sabredenlere müjdeler vardır.
O sabredenler ki kendilerine bir musîbet isâbet ettiği vakit, yâni “Mü’mine eziyet verecek her şey ona bir musîbettir.” hadîs-i şerîfi mûcebince eziyet verecek her hangi bir zarara giriftar oldukları zaman “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” derler. (Biz her halde Allâh’ınız ve behemehâl ona dönüp varacağız) diye Allâh’a teslimiyet arz etmek ile teselli olmuş olarak sabrederler ve bunu yalnız lisânen değil, bütün kalbleriyle söylerler.
(Elmalılı, Hak Dîni Kur’an Dili Tefsîri, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 10 Rabiulahir 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder