10 Aralık 2018 Pazartesi

İMÂM-I RABBÂNÎ MÜCEDDİD-İ ELF-İ SÂNÎ (K.S.)



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: رِبَاطُ يَوْمٍ فِي سَبِيلِ اللهِ خَيْرٌ مِنَ الدُّنْيَا وَمَا فِيهَا. (ت)
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  بويوردولر  ,"  الله يولنده بر كون نوبت طوتمق دنيا و إجندكلردن دها خيرلى در ."
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Allah yolunda bir gün nöbet tutmak dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır.” 
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî:   03   Rabiulahir   1440  Fazilet Takvimi 

İMÂM-I RABBÂNÎ MÜCEDDİD-İ ELF-İ SÂNÎ (K.S.)

 
Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye-i Aliyye’nin yirmi üçüncü halkası olan İmâm-ı Rabbânî (Kuddise Sirruh) Hazretleri 971 (M. 1564) yılında Âşûrâ gününde Serhend’de (Hindistan) doğmuştur.
Üstazı Muhammed Bâkîbillâh (k.s.) Hazretleri, kendisine “İmâm-ı Rabbânî” ismini vermişlerdir. Ahmed Fârûkî-i Serhendi Hazretleri “İmâm-ı Rabbânî” ismiyle bilinir. Hicrî ikinci bin yılın müceddidi (yenileyicisi) olmasından dolayı kendisine “Müceddid-i Elf-i Sânî” denilmiştir. Kendisinden sonra da bu tarîkata “Tarîkat-ı Müceddidiyye” denilmiştir.
Hz. Ömer’in (r.a.) neslinden geldiği için “Fârûkî” diye anılmış, Serhend şehrinden olduğu için de oraya nisbetle “Serhendî” nisbesi verilmiştir.
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, yatsı ve vitir namazını kıldıktan sonra hemen yatarlar, yatmadan evvel okunması îcâb eden âyetleri ve duâları okurlardı. Yatsıdan sonra hemen yatmayı tavsiye eder ve “Yatsıdan sonra uyanık durmak, gecenin sonundaki uyanmayı (tehheccüde kalkmayı) geciktirir.” buyururlardı.
İmâm-ı Rabbânî Hazretleri, yaz olsun kış olsun dâima; seferde ve hazarda, ekseriyâ gecenin yarısından sonra, bazen de gecenin üçte ikisi geçtikten sonra kalkarlar, tam bir abdest alırlar ve o vakitte okunması sünnet olan duâları okurlardı.
Abdest alırken başka birinin su dökmesini istemezlerdi. Abdest suyunda israf etmemeye o kadar ihtiyatlı davranırlardı ki, daha fazlası tasavvur olunamazdı. Abdest alırken kıbleye dönmeye çok dikkat ederler. Fakat sıra ayaklarına gelince ayaklarını kıbleye karşı yıkamazlardı.
Abdest alırken çok dikkat ederlerdi. Her uzvu yıkarken kelime-i şehâdet ve fıkıh kitablarında bildirilen abdest duâlarını okurlardı. Sonra da teheccüd namazı, Kur’ân-ı Kerîm hatmi ve evrad ve ezkâr ile meşgul olurlardı. Bilhassa Cuma ve Pazartesi geceleri ve günlerinde salevât-ı şerîfeyi çok okurlardı. 
(Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye, Fazilet Neşriyat)
Hicrî:   03   Rabiulahir   1440  Fazilet Takvimi 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder