قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَا يَرْفَعُ الْحَاجُّ قَدَمًا
وَلَا يَضَعُ أُخْرَى إِلَّا حَطَّ اللهُ عَنْهُ بِهَا خَطِيئَةً وَرَفَعَ لَهُ
دَرَجَةً وَكَتَبَ لَهُ حَسَنَةً. (جوامع)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
محقق حج أدنين قالديرديغى و باصديغى
هربر آديم سببيله الله تعالى اونون بر كوناحنى سيلر ، بر درجه يوكسلتر و اونون
إيجن بر حسنه يازار :"
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Muhakkak haccedenin kaldırdığı ve bastığı her bir adım sebebiyle Allâhü Teâlâ onun bir günâhını siler, bir derece yükseltir ve onun için bir hasene yazar.”
(Suyûtî, Cem’u’l-Cevâmi’)
Hicrî: 27 Şevval 1439 Fazilet
Takvimi
HACCIN FAZÎLETİ
Ensar’dan bir kişi ve Sakîf kabîlesinden bir kişi gelip Peygamber Efendimize (s.a.v.) selam verdiler: “Yâ Resûlallah! Bazı şeyler sormaya geldik” dediler. Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Dilerseniz suallerinizin cevabını siz sormadan haber vereyim. Dilerseniz siz söyleyin” buyurunca “Bize bildir, Yâ Resûlallah, îmânımız artsın” dediler.
Ensar’dan olana buyurdu ki: “Beytullâh’ı ziyâret niyetiyle evinden çıktığındaki sevâbı, tavaftan sonra kıldığın iki rek’ati, Safâ ve Merve arasında sa‘yi, Arafat’ta vakfeyi, şeytan taşlamayı, kurbanı, başını tıraş etmeyi, ziyâret tavâfını ve bunların sevabını soracaksın.”
Ensârî: “Seni hak peygamber gönderen Allah hakkı için bunları sormaya gelmiştim” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.) ona buyurdular ki: “Evinden Beytullâh’ı ziyâret niyeti ile çıktığında devenin her adımında Allâhü Teâlâ sana bir sevap yazar, bir günâhını siler, bir derece yükseltir. Tavaftan sonraki iki rek’at namazla İsmâil Aleyhisselâm neslinden bir köle âzâd etmiş gibi olursun. Safâ ve Merve arasında sa‘y etmekle yetmiş köle âzâd etmiş gibi olursun. Arafat’ta vakfeye gelince: Allâhü Teâlâ o vakit dünyâ semâsına rahmetiyle tecellî eder, meleklerine sizinle övünür ve: ‘Şunlar kullarımdır, rahmet ve mağfiretimi umarak derin vâdilerden saçları dağınık ve toz içinde bana geldiler, onların günahları, kumların adedince yahut denizlerin köpüğü kadar da olsa bağışladım. Ey kullarım, bağışlanmış ve dilediklerinize şefâat hakkı verilmiş halde Arafat’tan ininiz.’ buyurur. Taş atmaya gelince attığın her taş seni cehenneme götürecek büyük bir günâhına keffâret olur. Kestiğin kurbanın mükâfâtını Rabb’in senin için -kıyâmet gününe- saklar. Saçından kestiğin her bir kıl için bir sevap yazılır, bir günâhın bağışlanır.” Ensârî: “Yâ Resûlallah, eğer günahlarım bundan az ise?” dedi. Buyurdular ki: “Öyleyse fazla kalan sevaplar senin için muhâfaza olunur. Bunlardan sonra Beytullâh’ı (Ka‘be’yi) artık günahsız olarak tavaf etmiş olursun. Bir melek gelir, elini sırtına koyar ve ‘Geleceğin için amel işle. Geçmiş bütün günahların bağışlanmıştır.’ der.”…
Ensar’dan olana buyurdu ki: “Beytullâh’ı ziyâret niyetiyle evinden çıktığındaki sevâbı, tavaftan sonra kıldığın iki rek’ati, Safâ ve Merve arasında sa‘yi, Arafat’ta vakfeyi, şeytan taşlamayı, kurbanı, başını tıraş etmeyi, ziyâret tavâfını ve bunların sevabını soracaksın.”
Ensârî: “Seni hak peygamber gönderen Allah hakkı için bunları sormaya gelmiştim” dedi.
Peygamberimiz (s.a.v.) ona buyurdular ki: “Evinden Beytullâh’ı ziyâret niyeti ile çıktığında devenin her adımında Allâhü Teâlâ sana bir sevap yazar, bir günâhını siler, bir derece yükseltir. Tavaftan sonraki iki rek’at namazla İsmâil Aleyhisselâm neslinden bir köle âzâd etmiş gibi olursun. Safâ ve Merve arasında sa‘y etmekle yetmiş köle âzâd etmiş gibi olursun. Arafat’ta vakfeye gelince: Allâhü Teâlâ o vakit dünyâ semâsına rahmetiyle tecellî eder, meleklerine sizinle övünür ve: ‘Şunlar kullarımdır, rahmet ve mağfiretimi umarak derin vâdilerden saçları dağınık ve toz içinde bana geldiler, onların günahları, kumların adedince yahut denizlerin köpüğü kadar da olsa bağışladım. Ey kullarım, bağışlanmış ve dilediklerinize şefâat hakkı verilmiş halde Arafat’tan ininiz.’ buyurur. Taş atmaya gelince attığın her taş seni cehenneme götürecek büyük bir günâhına keffâret olur. Kestiğin kurbanın mükâfâtını Rabb’in senin için -kıyâmet gününe- saklar. Saçından kestiğin her bir kıl için bir sevap yazılır, bir günâhın bağışlanır.” Ensârî: “Yâ Resûlallah, eğer günahlarım bundan az ise?” dedi. Buyurdular ki: “Öyleyse fazla kalan sevaplar senin için muhâfaza olunur. Bunlardan sonra Beytullâh’ı (Ka‘be’yi) artık günahsız olarak tavaf etmiş olursun. Bir melek gelir, elini sırtına koyar ve ‘Geleceğin için amel işle. Geçmiş bütün günahların bağışlanmıştır.’ der.”…
(Taberanî ve Bezzâr)
Hicrî: 27 Şevval 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder