قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: اَلْكَلِمَةُ الطَّيِّبَةُ
صَدَقَةٌ وَكُلُّ خُطْوَةٍ تَمْشِيهَا إِلَى الصَّلَاةِ صَدَقَةٌ وَتُمِيطُ
الْأَذَى عَنِ الطَّرِيقِ صَدَقَةٌ. (م)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) بويوردولر :"
كوزل سوز بر صدقه در ، نمازه كتمك إيجن
آطديغين هر آدم بر صدقه در و ( إنسان لره ) أزيت ورن شيلرى يولدان قالدرمان بر
صدقه در :"
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Güzel söz bir sadakadır, namaza gitmek için attığın her adım bir sadakadır ve (insanlara) eziyet veren şeyleri yoldan kaldırman bir sadakadır.”
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 01 Zilkâde 1439 Fazilet
Takvimi
BİR (İYİLİK) NEDİR?
Allâhü Teâlâ, Âl-i İmrân Sûresi’nin 92. âyet-i kerîmesinde (meâlen) “Sizler, sevdiğiniz şeylerden infâk etmedikçe birre (iyiliğe) eremezsiniz…” buyurmuştur.
“Birr” (iyilik) ile iki mânâ kast olunur.
Birinci mânâ: İnsanlara ihsanda bulunmak ve güzel davranmaktır. Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) “Birr (iyilik) ve günah nedir?” diye soran kişiye “İyilik: Güzel ahlâktır. Günah ise senin nefsinde gizlediğin ve insanların kendisine muttali olmasını istemediğin şeydir.” buyurmuştur.
İbn-i Ömer (radıyallâhü anhümâ) şöyle derdi: “Muhakkak iyilik yapılması çok kolay bir şeydir ki; güler yüzlülük ve hoş söz söylemektir.”
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) “Mebrûr (makbûl) hac için cennetten başka mükâfât yoktur.” buyurunca, “Onun mebrûr olması ne iledir?” diye soruldu. Resûlü Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) “Yemek yedirmekle, selâmı yaymak iledir.” buyurdu.
İbn-i Mübârek (rahimehullah) seferde iken kendisi oruçlu olduğu halde arkadaşlarına en güzel yemeklerden ikrâm ederdi. Hacca gideceği zaman arkadaşlarını toplayıp: “Sizden kim hacca gitmek istiyor?” diye sorardı. Gitmek isteyenlerin hac için hazırladıkları paraları toplayıp bir sandığa koyar ve sandığı kilitlerdi. Sonra yolda onlara kendi malından cömertce infâk eder, en güzel yemeklerden yedirirdi. Mekke-i Mükerreme’ye vardıkları vakit onların istediği hediyeleri satın alır ve onlarla beraber beldesine geri dönerdi. Evine ulaştığı zaman da beraber hacca gittiği arkadaşlarını toplar, yemek hazırlatıp onlara ikrâm ederdi. Sonra da sandığı getirterek hac paralarını kendilerine geri dağıtırdı.”
İkinci mânâ: İtâat sayılan bütün amellerdir ki zıttı günah işlemektir. Bakara Sûresi’nin 177. âyet-i kerîmesinde iyiliğin şu altı şey olduğu bildirilmektedir: Îmânın şartlarını kabul etmek. Sevdiği malından akrabalarına, yetimlere, miskinlere, yolda kalmış müsâfire, dilenenlere ve esirlere seve seve vermek. Namaz kılmak. Zekât vermek. Ahde vefâlı olmak. Sıkıntı ve hastalık hallerinde ve düşmana karşı muhârebe vaktinde sabırlı olmak.
“Birr” (iyilik) ile iki mânâ kast olunur.
Birinci mânâ: İnsanlara ihsanda bulunmak ve güzel davranmaktır. Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) “Birr (iyilik) ve günah nedir?” diye soran kişiye “İyilik: Güzel ahlâktır. Günah ise senin nefsinde gizlediğin ve insanların kendisine muttali olmasını istemediğin şeydir.” buyurmuştur.
İbn-i Ömer (radıyallâhü anhümâ) şöyle derdi: “Muhakkak iyilik yapılması çok kolay bir şeydir ki; güler yüzlülük ve hoş söz söylemektir.”
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) “Mebrûr (makbûl) hac için cennetten başka mükâfât yoktur.” buyurunca, “Onun mebrûr olması ne iledir?” diye soruldu. Resûlü Ekrem (sallallâhü aleyhi ve sellem) “Yemek yedirmekle, selâmı yaymak iledir.” buyurdu.
İbn-i Mübârek (rahimehullah) seferde iken kendisi oruçlu olduğu halde arkadaşlarına en güzel yemeklerden ikrâm ederdi. Hacca gideceği zaman arkadaşlarını toplayıp: “Sizden kim hacca gitmek istiyor?” diye sorardı. Gitmek isteyenlerin hac için hazırladıkları paraları toplayıp bir sandığa koyar ve sandığı kilitlerdi. Sonra yolda onlara kendi malından cömertce infâk eder, en güzel yemeklerden yedirirdi. Mekke-i Mükerreme’ye vardıkları vakit onların istediği hediyeleri satın alır ve onlarla beraber beldesine geri dönerdi. Evine ulaştığı zaman da beraber hacca gittiği arkadaşlarını toplar, yemek hazırlatıp onlara ikrâm ederdi. Sonra da sandığı getirterek hac paralarını kendilerine geri dağıtırdı.”
İkinci mânâ: İtâat sayılan bütün amellerdir ki zıttı günah işlemektir. Bakara Sûresi’nin 177. âyet-i kerîmesinde iyiliğin şu altı şey olduğu bildirilmektedir: Îmânın şartlarını kabul etmek. Sevdiği malından akrabalarına, yetimlere, miskinlere, yolda kalmış müsâfire, dilenenlere ve esirlere seve seve vermek. Namaz kılmak. Zekât vermek. Ahde vefâlı olmak. Sıkıntı ve hastalık hallerinde ve düşmana karşı muhârebe vaktinde sabırlı olmak.
(Edebü’d-Dünyâ ve’d-Dîn)
Hicrî: 01 Zilkâde 1439 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder