31 Temmuz 2018 Salı

İMÂM AHMED BİN HANBEL’İN İLİM TAHSÎLİNDEKİ GAYRETİ



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ غَدَا إِلَى الْمَسْجِدِ لَا يُرِيدُ إِلَّا أَنْ يَتَعَلَّمَ خَيْرًا أَوْ يُعَلِّمَهُ كَانَ لَهُ كَأَجْرِ حَاجٍّ تَامٍّ حَجُّهُ. (طب)
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  بويوردولر   :"  كيم بر مسجده سادجه بر خيرى اؤكرنمك ويا اؤكرتمك مقصدى ايله كيدرسه اونون إيجن مقبول بر حج يابان حجنين أجرى كبى أجر واردر :"
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Kim bir mescide sadece bir hayrı öğrenmek veya öğretmek maksadıyla giderse onun için makbul bir hac yapan hacının ecri gibi ecir vardır.” 
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî:   18  Zilkâde   1439  Fazilet Takvimi 

İMÂM AHMED BİN HANBEL’İN İLİM TAHSÎLİNDEKİ GAYRETİ

 
İmâm Ahmed bin Hanbel Hazretleri, küçük yaştan itibaren ilim tahsîline çok meraklı idi. İlim öğrenmek için en küçük bir fırsatı bile değerlendirir, vaktini asla boşa geçirmezdi. Tarsus’a, Yemen’e vesâir uzak pek çok memleketlere ilim tahsîli için yürüyerek yolculuk yapmıştır. Hatta bir gün kendisine: “Efendim, siz ilimde böyle yüksek mertebeye ulaşıp Müslümanların imâmlarından oldunuz. Hâlâ ilim tahsîline ve hadîs yazmaya devam ediyorsunuz. Ne vakte kadar böyle devam edeceksiniz?” diye sorulunca, “Bu hokka ile mezara varıncaya kadar” demiştir.
Âlimlerden bir zât anlattı: Ahmed bin Hanbel, Kûfe’de yanımıza uğramıştı. Elinde bir çanta ve yanında da kitapları vardı. Elini tuttum ve: “Bir Kûfe’ye, bir Basra’ya gidiyorsun. Daha ne zamana kadar böyle devam edeceksin. Bir adam Resûlullah Efendimizden otuz bin hadîs-i şerîf yazmış olsa bu ona yetmez mi?” dedim. Sükût etti. “Altmış bin hadîs” dedim, yine sükût etti. “Yüz bin” dedim, “İşte o zaman o kişi az bir şey öğrenmiş olur” dedi. Daha sonra baktığımızda onun üç yüz bin hadîs-i şerîf yazmış olduğunu gördük.
Mekke-i Mükerreme’de, Harem haricinde ilim öğrendiği sırada eşyası çalındı. Geri döndüğünde sadece hadîs-i şerîf yazdığı defterlerini sordu, onları bulduktan sonra ancak rahat etti, diğer eşyasını hiç sormadı. İlimle meşguliyetinden dolayı ancak kırk yaşından sonra evlenebildi.
İmâm Ahmed Hazretleri aynı zamanda büyük bir müfessir idi. Yazmış olduğu tefsîri yüz yirmi bin hadîs-i şerîften meydana gelmişti. Bundan dolayı kendisine “Üstâdü’l-müfessirîn” denilirdi.
Hadîs ilmine dâir yazdığı el-Müsned isimli eserini yedi yüz bin hadîs-i şerîf içinden seçerek yazmıştır.
Hocası İmâm Şâfiî Hazretleri onun hakkında demiştir ki: Ahmed bin Hanbel sekiz şeyde imâmdır: Hadîs ilminde, fıkıh ilminde, Kurân ilminde, lugat ilminde, fakrda, zühdde, vera‘da, tasavvuf ve sünnete uymakta imâmdır. Rahmetullâhi aleyh.
Hicrî:   18  Zilkâde   1439  Fazilet Takvimi 


30 Temmuz 2018 Pazartesi

İLİM TAHSİLİNİN LÜZÛMU



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: تَعَلَّمُوا الْعِلْمَ قَبْلَ أَنْ يُقْبَضَ فَإِنَّ قَبْضَ الْعِلْمِ قَبْضُ الْعُلَمَاءِ وَإِنَّ الْمُتَعَلِّمَ وَالْمُعَلِّمَ فِي الْأَجْرِ سَوَاءٌ. (موطا)
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  بويوردولر   :"  ير يوزندن قالدرلمادان اؤنجه علم اؤكرننز ، محقق علم قالدرلماسى عالملرين قالدرلماسدر ، و محقق علم اؤكرنن و اؤكرتن أجرده مساوى درلر :"
Resûlullah Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Yeryüzünden kaldırılmadan önce ilmi öğreniniz. Muhakkak ilmin kaldırılması âlimlerin kaldırılmasıdır. Ve muhakkak ilim öğrenen ve öğreten ecirde müsâvîdirler.” 
(İmam Mâlik, Muvattâ)
Hicrî:   17  Zilkâde   1439  Fazilet Takvimi 

İLİM TAHSİLİNİN LÜZÛMU

 
Akıllı kişi kalbini ıslah ettikten sonra dünya ve âhirette faydasını göreceği ilimleri tahsîl etmelidir. Tâbiînden Zirr bin Hubeyş (r.a.) anlattı: Ashâb-ı Kirâm’dan Safvân bin Assâl el-Murâdî’nin (radıyallâhü anh) yanına vardım. Bana:
“Buraya niçin geldin?” diye sordu. “Sizden ilim öğrenmek için” dedim. Bana dedi ki:
Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduklarını işittim: “Evinden ilim öğrenmek için çıkan her kimseye, yaptığı işten razı olduklarından dolayı, melekler muhakkak kanatlarını sererler.”
Ebu’d-Derdâ (radıyâllahü anh): “İnsanlar ya âlimdir, ya talebedir. Bunlar haricindekilerde hayır yoktur” buyurmuştur.
Hasan-ı Basrî Hazretleri de: İlimden bir bâb öğrenip de onunla Rabbine ibâdet etmek kişi için dünyanın tamamı kendisine âit olup da onu âhireti için harcamasından daha hayırlıdır” demiştir.
Süfyân-ı Sevrî (r.a.): “İlmin evveli susmak, sonra dinlemek, sonra ezberlemek, sonra onunla amel etmek, sonra tahsîl ettiği ilmi neşretmek yani başkalarına öğretmektir” demiştir.
Abdullah ibn-i Mesûd (radıyallâhü anh) buyurdu:
Kaldırılmadan önce ilmi öğreniniz. İlmin kaldırılması âlimlerin âhirete gitmeleridir. Sizler öyle bir toplulukla karşılaşacaksınız ki onlar sizi Allâh’ın kitâbına davet ettiklerini zannederler, hâlbuki onlar Allâh’ın kitabını arkalarına atmışlardır, yani bâtıl fikirlerin tesirinde kalarak sapıtmışlardır.
Size ilim tahsîl etmenizi tavsiye ederim. Çünkü ilme, sizin yahut başkasının ne zaman muhtaç olacağını bilemezsiniz.
İlmi öğrenin, bid‘atlerden sakının. Size Ashâb-ı Kirâm’ın yolundan ayrılmamanızı tavsiye ediyorum.
İlim çok rivâyet değildir, ilim ancak haşyet (Allah korkusu)dur.
Vekî‘ (radıyallâhu anh): “Günahları terk ederek, ilim ezberinize; hâfızanıza yardımcı olunuz” demiştir.
Mu‘temir bin Süleyman demiştir ki: Kûfe’de bulunduğum sırada pederim bana şöyle yazmıştı: Defterler satın alıp ilmi yaz. Çünkü mal gider, ilim bâkî kalır. 
(Ravzatü’l-Ukalâ, Hâfız İbn-i Hıbbân)
Hicrî:   17  Zilkâde   1439  Fazilet Takvimi 


29 Temmuz 2018 Pazar

ASHÂB-I BEDİR....HÂRİSE BİN NU‘MÂN (R.A.)



عَنْ حَارِثَةَ بْنِ النُّعْمَانِ رَضِىَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: سَمِعْتُ النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ: مُنَاوَلَةُ الْمِسْكِينِ تَقِي مِيتَةَ السُّوءِ. (طب)
حَارِثَةَ بْنِ النُّعْمَانِ دان ( رضى الله عنه ) روايت اولندى :  بيغمبر أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  شويله بويوردقلرينى إشتم  :"  هجبر شي اولمايان يوقصولى يدرمك ، صدقه ورمك ، كوتى اؤلم دن محافظه أدر :"  
Hârise bin Nu’mân’dan (radıyallâhü anh) rivâyet olundu: Peygamber Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) şöyle buyurduklarını işittim: “Hiçbir şeyi olmayan yoksulu yedirmek; sadaka vermek, kötü ölümden muhâfaza eder.” 
(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)
Hicrî:   16  Zilkâde   1439  Fazilet Takvimi 

ASHÂB-I BEDİR....HÂRİSE BİN NU‘MÂN (R.A.)

 
Ensâr’dan ve Hazrec kabîlesinin Sa‘lebe oğullarındandır. Künyesi Ebû Abdullah’tır. Başta Bedir, Uhud ve Hendek olmak üzere bütün gazâlarda Resûlullah Efendimizin (sallallâhü aleyhi ve sellem) yanında bulunmuştur. Ashâb-ı Kirâm’ın meşhurlarından olup Hazret-i Muâviye’nin halîfeliği zamanında vefât etmiştir.
Hârise Hazretleri buyurdu ki: “Cebrâil Aleyhisselâm’ı iki defa gördüm: Biri, Peygamber Efendimizle Benî Kurayza üzerine gittiğimizde yanımıza Dihye (r.a.) sûretinde uğradılar. Biri de Huneyn gazâsından döndüğümüz sırada cenâzelerin bulunduğu yerden geçerken onu Peygamber Efendimizle konuşurlarken gördüm.” Bu husus şöyle rivâyet olunmuştur:
Hârise Hazretleri, Peygamber Efendimizi bir zât ile konuşurken gördü, sözlerini bölmemek için selâm vermedi. -O zât meğer Cebrâil Aleyhisselâm imiş-. Cebrâil Aleyhisselâm: Bu zât selâm verse idi, selâmını alırdık, dedi.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Sen onu tanıyor musun?” diye sorunca, “Evet, bu zât Huneyn gününde senin yanında sabreden seksen kişiden birisidir. Allâhü Teâlâ onları ve evladlarını cennette rızıklandıracaktır” dedi.
Hârise bin Nu‘mân’ın (r.a.) Mescid-i Nebevî yakınında ve etrafında evleri vardı. Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) nikâhladığı her bir zevcesi için, Hârise Hazretleri bir evini tahsis eder, Peygamberimiz hanımını oraya yerleştirirdi. Hatta böylece bütün evlerini Resûlullâh’a verdi.
Hârise Hazretleri, Resûlullah Efendimizin (s.a.v.) şöyle buyurduklarını rivâyet etti: “Hiçbir şeyi olmayan yoksulu yedirmek (sadaka vermek), kötü ölümden muhâfaza eder.”
“Üç şey vardır ki ümmetimden hiç kimse ondan kurtulamaz: Bir şeyi uğursuz saymak, insanlara sû-i zanda bulunmak ve hased etmek.” Ashâb-ı Kirâm: “Yâ Resûlallâh! Bunlara karşı ne yapılır?” diye sordular. Buyurdular ki:  “Hased ettiğinde Allâh’a istiğfâr et, zan ile asla kat‘î hüküm verme, bir şeyi uğursuz gördüğünde ona aldırma, geç.”
Hicrî:   16  Zilkâde   1439  Fazilet Takvimi 


OTUZ İKİ FARZI BİLMEK FARZ-I AYINDIR



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: خَيْرُكُمْ مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ. (خ)
رسول الله  أفندمز  ( صلى الله عليه وسلم )  بويوردولر   :"  سزين أك خيرلنز قرآن كريمى أؤكرنن و أؤكرتننزدر :"
Peygamber Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem) buyurdular: “Sizin en hayırlınız Kur’ân-ı Kerîm’i öğrenen ve öğreteninizdir.” 
(Sahîh-i Buhârî)
Hicrî:   15  Zilkâde   1439  Fazilet Takvimi 

OTUZ İKİ FARZI BİLMEK FARZ-I AYINDIR

 
Zarûriyyât-ı dîniyyenin en büyük rüknü; dinde bilinmesi mecburî olan şeylerin en büyüğü, îmânın farzlarıdır. Bütün erkek ve kadın her Müslümanın otuz iki farzı öğrenip çoluk çocuğuna öğretmeleri farzdır. Kur’ân-ı Kerîm okumayı öğreten hocaların talebelerine, önce otuz iki farzı öğretmeleri lazımdır. Yoksa mesul olurlar. Otuz iki farz:
İmânın Şartları: Altı. İslâmın Şartları: Beş. Guslün Farzları: Üç. Abdestin Farzları: Dört. Teyemmümün Farzları: İki. Namazın Farzları: On iki. Yekûn: Otuz iki
İmânın şartları: 1- Allâh’ın varlığına ve birliğine 2-Meleklerine 3-Kitaplarına 4- Peygamberlerine 5- Ahiret gününe
6- Kadere; hayır ve şerrin Allâhü Teâlâ’nın takdiri ile olduğuna inanmak.
İslâm’ın şartları: 1-Kelime-i şehâdet getirmek 2-Namaz kılmak, 3- Zekât vermek 4-Oruç tutmak 5-Haccetmek.
Guslün Farzları: 1- Ağza su vermek 2- Burna su vermek 3- Bütün bedenini yıkamak.
Abdestin Farzları: 1- Yüzünü yıkamak 2- Kollarını (dirsekleriyle beraber) yıkamak 3- Başının dörtte birini meshetmek 4- Ayaklarını (topuklarıyla beraber) yıkamak.
Teyemmümün Farzları: 1- Niyet etmek 2- Ellerini toprağa vurup yüzünü meshetmek, tekrar toprağa vurup kollarını meshetmek.
Namazın Farzları:
Namazın dışında olan farzları: 1- Hadesten tahâret (Abdesti yoksa abdest almak, cünüp ise gusletmek) 2- Necâsetten tahâret (Vücudunu, elbisesini ve namaz kıldığı yeri necasetten temizlemek) 3- Setr-i avret (Namaz kılarken vücudunda örtmesi icap eden yerleri örtmek) 4- İstikbâl-i Kıble (Kâ’be’ye dönmek) 5- Vakit (Namazı vaktinde kılmak) 6- Niyet (Hangi namazı kılacağına niyet etmek).
Namazın içinde olan farzları: 1- Namaza iftitah tekbîri ile başlamak 2- Kıyâm (ayakta durmak) 3- Kırâat (Kur’ân okumak) 4- Rükû 5- Secde 6- Kâde-i ahîre (Son oturuş).
Hicrî:   15  Zilkâde   1439  Fazilet Takvimi