7 Aralık 2024 Cumartesi

ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN TAKDİRİNE RIZÂ VE SABIR


قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : ثَلَاثٌ يُدْرِكُ بِهِنَّ الْعَبْدُ رَغَائِبَ الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ: اَلصَّبْرُ عِنْدَ الْبَلَاءِ وَالرِّضَا بِالْقَضَاءِ وَالدُّعَاءُ فِي الرَّخَاءِ. (كنز)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : أؤج شى واردركى قل بونلرله ، رغبت اولونان دنيا و آخرت نعمتلرينه نائل اولور : بلا أسناسنده صبرأتمك ، تقديرى إلهيه رضا كوسترمك ، رفح و بوللق زماننده ده دعا أتمك . ’’

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “Üç şey vardır ki kul bunlarla, rağbet olunan dünya ve âhiret nimetlerine nâil olur: Belâ esnasında sabretmek, takdîr-i İlâhî’ye rızâ göstermek, refah ve bolluk zamanında da dua etmek.”

(Kenzü’l-Ummâl)

Hicrî:    06Cemâziyelâhir     1446  Fazilet Takvim

 

ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN TAKDİRİNE RIZÂ VE SABIR

 

İmâm-ı Rabbânî kuddise sirruh Hazretleri, Mektûbât-ı Şerîfe’sinde şöyle buyurmuştur:

“Hamd, bollukta da darlıkta da; afiyette de belâ anında da dâima âlemlerin Rabbi olan Allâhü Teâlâ’ya mahsustur. Hakîm olan Allâhü Teâlâ’nın her bir fiili muhakkak bir hikmete mebnîdir; zira o, bu fiilleriyle kulları için bir maslahat murat etmektedir.

Allâhü Teâlâ -meâlen-: “…Siz bir şeyi sevmezsiniz, (hoşunuza gitmez ve istemezsiniz), fakat (bilmezsiniz ki) sizin için onda hayır vardır. Yine siz bir şeyi seversiniz, (onun için çalışır ve onu elde etmek istersiniz), fakat (bilmezsiniz ki) onda, sizin için bir şer vardır. Ve Allâhü Teâlâ bilir, sizler ise bilemezsiniz.” (Bakara Sûresi, âyet 216) buyuruyor. Öyleyse Allâhü Teâlâ’nın göndermiş olduğu belâ ve musibetlere sabredin, onun takdirine razı olun, ona ibadet ve itaat üzere devam edin, âsî olmaktan ve günah işlemekten de sakının. Başınıza bir bela ve musibet geldiğinde “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn (Biz Allâh’ın kullarıyız ve nihayet ona döneceğiz.)” (deyin).

Allâhü Teâlâ -meâlen-: “Başınıza ne musîbet geldiyse kendi ellerinizle kazandığınız (işlediğiniz günahlar sebebiyle)dir. Böyle iken Allah, birçoğunu affediyor.” (Şûrâ Sûresi, âyet 30) buyurmuştur. Öyleyse işlediğiniz günah ve kabahatlerden tevbe ve istiğfar edin, Allâhü Teâlâ’dan af ve afiyet niyaz edin. Zira Allâhü Teâlâ affetmeyi sever.

Gücünüz yettiğince de belâ ve musibetlerden Allâhü Teâlâ’ya sığının. Çünkü tâkat getirilemeyecek şeylerle muhâtab olmaktan Allâhü Teâlâ’ya sığınmak, peygamberlerin sünnetidir. Bizler belalar içinde kalsak da bunun Cenâb-ı Hakk’ın takdiri olduğunu bilerek âfiyet ve rızâ içinde oluruz. Hamd ve minnet, Allah Sübhânehû’yadır. Selam da size, hidayete tâbi olanlara ve Muhammed Mustafa sallallâhü aleyhi ve sellem’e tâbi olanlara olsun.” (Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3 / m. 19, Fazilet Neşriyat)

Hicrî:    06Cemâziyelâhir  1446  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder