قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ الرَّجُلَ لَيُصَلِّى سِتِّينَ سَنَةً مَا تُقْبَلُ لَهُ صَلَاةٌ لَعَلَّهُ يُتِمُّ الرُّكُوعَ وَلَا يُتِمُّ السُّجُودَ وَيُتِمُّ السُّجُودَ وَلَا يُتِمُّ الرُّكُوعَ. (ش)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محقق بر كمسه ، آلطمش سنه نماز قلار ، فقط اونون بر نمازى بله قبول اولنماز . زيرى او ركويو تام يابسه سجده ي تام يابماز . سجده ي تام يابسه ركويو تام يابماز . ’’
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Muhakkak bir kimse, altmış sene namaz kılar, fakat onun bir namazı bile kabul olunmaz. Zira o rükûyu tam yapsa secdeyi tam yapmaz, secdeyi tam yapsa rükûyu tam yapmaz.”
(Musannef-i İbn-i Ebî Şeybe)
Hicrî: 10Cemâziyelâhir 1446 Fazilet Takvim
İMANDAN SONRA EN BÜYÜK FARZ: NAMAZ
İmâm-ı Rabbânî kuddise sirruh Hazretleri Mektûbât-ı Şerîfe’sinde şöyle buyurmuştur:
“…İtikâdı (Ehl-i Sünnet itikâdı üzere) tashih ettikten sonra sâlih ameller işlemek lâzımdır. Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır:
‘İslâm dini, beş temel üzerine kurulmuştur: Allâh’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed sallallâhü aleyhi ve sellem’in, Allâh’ın Resûlü olduğuna şehâdet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, Ramazan ayı orucunu tutmak ve haccetmek.’
Birinci esas olan şehâdet, Resûlullah sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin teblîği ile sâbit olan şeylere iman ve itikaddır. İkincisi, dinin direği olan beş vakit namazı edâ etmektir, üçüncüsü malın zekâtını vermektir, dördüncüsü Ramazan ayı orucunu tutmaktır, beşincisi Beytullâhi’l-Harâm’ı (Kâbe-i Muazzama’yı) haccetmektir.
Namaz, Allâh’a ve Resûl’üne imandan sonra en faziletli ibadettir. Namaz, iman gibi lizâtihî hasendir; diğer ibadetler böyle değildir. Namazı, -fıkıh kitaplarında izah edildiği üzere- güzelce abdest aldıktan sonra, hiç gevşeklik göstermeden, Allâhü Teâlâ’nın huzurunda olduğunu düşünerek ve dikkatle edâ etmek lâzımdır.
Namazın kâmil manada edâ olunabilmesi için kırâat, rükû, secde, kavme (rükûdan sonra ayakta durmak), celse (iki secde arasındaki oturuş) ve diğer rükünlerde ihtiyatlı olmak lâzımdır. Yine rükû, secde, kavme ve celsede ta’dîl-i erkâna son derece riâyet etmeli ve bunu terk ve ihmalden şiddetle kaçınmalıdır.
Namazları, tembellik ve câhillik yaparak geciktirmeyi uygun görmeksizin ilk vakitlerinde edâ etmek lâzımdır. Makbul kul, Mevlâ’sının emrine, sırf onun emri olduğu için imtisal eden; sarılandır. Allâhü Teâlâ’nın emrine imtisâli geciktirmek, itaatsizlik ve sû-i edebdendir.”
(Mektûbât-ı İmâm-ı Rabbânî, c. 3
Hicrî: 10Cemâziyelâhir 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder