قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اِطَّلَعَ قَوْمٌ مِنْ أَهْلِ الْجَنَّةِ عَلَى قَوْمٍ مِنْ أَهْلِ النَّارِ فَقَالُوا: بِمَ دَخَلْتُمُ النَّارَ فَإِنَّمَا دَخَلْنَا الْجَنَّةَ بِتَعْلِيمِكُمْ؟ قَالُوا: إِنَّا كُنَّا نَأْمُرُكُمْ وَلَا نَفْعَلُ. (كنز)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : جنت لكلردن بر طوبلولق ، جهنم أهلندن بعضيلرنى كوروب اونلره ‘ نه سببله جهنمه آطلدينز ؟ حالبوكى بز ، سزين أؤكرتدكلرينزله جنته كيردك .’ درلر . اونلرده ‘ بز ، سزه ( إيليكى ) أمرأدردك فقط كندمز يابمازدق .’ درلر . ’’
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Cennetliklerden bir topluluk, Cehennem ehlinden bazılarını görüp onlara ‘Ne sebeple Cehennem’e atıldınız? Hâlbuki biz, sizin öğrettiklerinizle Cennet’e girdik.’ derler. Onlar da ‘Biz, size (iyiliği) emrederdik fakat kendimiz yapmazdık.’ derler.”
(Kenzü’l-Ummâl)
Hicrî: 23Cemâziyelâhir 1446 Fazilet Takvim
İHLÂS’IN MÜKÂFÂTI
Şeyh Ebu’r-Rebî’ el-Mâlikî rahmetullâhi aleyh anlattı:
Kerâmet sahibi olduğu anlatılan Fıdda nâmında sâliha yaşlı bir hanımın haberini işittik. Bir koyunu vardır, ondan ballı süt sağar, dediler. Âdetimiz olmamasına rağmen bu hanımın bu kerâmetini görmek istedik. Hiç kullanılmamış bir kap aldık ve ziyaretine gittik. Kendisine selâm verip: “Koyununuz hakkında anlatılan bereketi görmek için geldik.” dedik. Koyunu bize verdi. Sağıp içtiğimizde hakîkaten ballı süt olduğunu gördük. Kendisinden bu koyunun hikâyesini sorduk, şöyle anlattı:
Biz âilece fakir kimseler idik, bir koyunumuzdan başka şeyimiz yoktu. Kocam, sâlih kimselerdendi. Bir gün bize bir müsâfir geldi. Yanımızda ona ikram edeceğimiz hiçbir şey de yoktu. Kocama, “Efendi, bu gelen müsâfirdir, Allâhü Teâlâ, ona ikram etmemizi emretmiştir. Koyunumuzu kes, ona ikrâm edelim” dedim.
Çocukların, koyun için ağlamalarından korktuk. Kocama, “Koyunu şu duvarın arkasına götür de orada kes, çocuklar görmesin” dedim ve götürüp orada kesti. Kanını henüz akıtmıştı ki koyunun, duvarın üzerinden sıçrayıp eve doğru geldiğini gördüm. Elinden kaçtığını zannederek kocamın yanına vardım, koyunun derisini yüzdüğünü gördüm. “Efendi, acayip bir şey oldu.” deyip olanları anlattım. “Allâhü Teâlâ, bize koyunumuzdan daha hayırlısını ihsân etmiş olmalı.” dedi. Nitekim müsâfire ikrâmımız bereketiyle önceki koyundan süt sağarken, bu yenisinden ballı süt sağmaya başladık.
Koyunu sağanın kalbi temiz ve güzel olursa koyunun sütü de güzel oluyor. Eğer kalbi bozuk olursa sütün tadı da bozuluyor. Bundan ibret alıp sizler de kalplerinizi temiz tutun ki Cenâb-ı Hakk’ın feyiz ve bereketine kavuşabilesiniz.
İmâm Yâfiî (rah.) diyor ki: Kalp, temiz ve güzel olursa Cenâb-ı Hakk’ın feyiz ve bereketine mazhar olur. Nitekim kıssada bu âilenin kalpleri temiz ve güzel olduğu için yanlarındaki şeyler de güzelleşti.
Hicrî: 23Cemâziyelâhir 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder