2 Aralık 2024 Pazartesi

İNSAN, EN GÜZEL SÛRETTE YARATILMIŞTIR


قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِالْحَقِّ وَصَوَّرَكُمْ فَاَحْسَنَ صُوَرَكُمْ وَاِلَيْهِ الْمَصِيرُ. (سورة التغابن، ٣)

الله تعالى شويله بيوردى ( مئالا ) : ( الله تعالى ) كوكلرى و يرى حق إيله ياراطمش ، سزه شكل ورمش، شكللرينزه ده كوزلكبحشتمشتر , نهايت دونش ده آنجق اونه در . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen:  (Allâhü Teâlâ) Gökleri ve yeri hak ile yaratmış, size şekil vermiş, şekillerinize de güzellik bahşetmiştir. Nihayet dönüş de ancak onadır.”

(Teğâbün Sûresi, âyet 3)

Hicrî:  01 Cemâziyelâhir     1446  Fazilet Takvim

 

İNSAN, EN GÜZEL SÛRETTE YARATILMIŞTIR

 

Allâhü Teâlâ, Tîn Sûresi’nin 4. âyet-i celîlesinde -meâlen-: “Gerçekten biz insanı, en güzel bir şekil ve en güzel bir sûrette yarattık (maddî ve manevî güzelliklerin tamamını insanda cemettik, topladık).” buyurmuştur.

Zira insan sûreten, sîreten, maddeten ve manen en güzel şekilde yaratılmıştır. Sonra akıl, fikir, his gibi şeylerle de insan, diğer mevcûdâttan (yaratılmışlardan) mümtâz kılınmıştır.

Allâhü Teâlâ, sadece insanı beli doğru, dik ve itidal üzere, endamı güzel bir sûrette yaratmış, akıl, idrak, edep, ilim ve konuşmaya muktedir kılmıştır. Yani insan, gerek fizik ve cisim itibarıyla zâhirî bakımdan ve gerekse ahlâk ve maneviyat itibarıyla rûhânî bakımdan bütün canlılardan üstün yaratılmıştır.

Nitekim Hazret-i Ali kerremallâhü vecheh, “Ey insan! Sen kendinin küçük, ufak bir cisimden ibaret olduğunu zannedersin. Hâlbuki sende, bütün âlem dürülmüştür.” buyurmuşlardır.

Bu sebeple selef-i sâlihînden bazıları, “Yâ Rabbi! Bizlere dünyada en güzel sûreti verdin. Âhirette de günahlarımızı affederek, hata ve kusurlarımızı örterek en güzel hâli ihsan ediver.” diye dua ederlerdi.

Şüphe yok ki bu güzelliği yalnız küçük bir bedende, maddî şekil ve kıyafette arayan hata etmiş olur. İnsanın asıl güzelliği, duygusunda ve Cenâb-ı Hakk’ı ve Resûlünün bütün kemâl vasıflarını tanıyıp, onun ahlâkıyla ahlâklanmasındadır. Ne mutlu o insana ki, maddî ve manevî güzelliklerini muhâfaza eder.

 

FIKRA: BETON GİBİ

 

Müteahhit Dursun, inşaat işlerinden çok zengin olmuştu, ama sağlığını da kaybetmişti. Bir doktora gitti.

Doktor muayenesini yapıp tetkiklerini bitirdikten sonra:

— Karnın su topluyor. Kanında demir fazlalığı var. Adalelerin kireçlenmiş, böbreklerinde de taş ve kum var... deyince,

Dursun, rahat bir nefes alır:

— Desenize doktor bey, beton gibiyim!..

Hicrî:    01 Cemâziyelâhir     1446  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder