23 Ekim 2024 Çarşamba

ASHÂB-I BEDİR: ÂSIM BİN SÂBİT (R. ANH)


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : وَصَبُ الْمُؤْمِنِ كَفَّارَةٌ لِخَطَايَاهُ. (هب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : بر مؤمنين معروز قالاجاعى آغريلر ، صقنطلر ، ( صبرأدر ، تسلميت كوستريرسه كوجوك ) كناحلرى إيجن كفارتدر . "

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular:  “Bir müminin maruz kalacağı ağrılar, sıkıntılar, (sabreder, teslimiyet gösterirse küçük) günahları için keffârettir.”

(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)

Hicrî:    20  Rebîulâhir  1446  Fazilet Takvim

 

ASHÂB-I BEDİR: ÂSIM BİN SÂBİT (R. ANH)

 

Ensâr’dan ve Evs kabilesinin Amr bin Avf neslindendir.Âsım (r.a.), Bedir ve Uhud Gazâlarında bulunmuştur. Uhud Gazâsı’nda insanlar Peygamber Efendimizin etrafından dağıldığında ölünceye kadar onu müdâfaa etmek üzere söz verip yanından ayrılmayanlardandır. Ashâb-ı Kirâm’ın meşhur okçularındandır.

Adal ve Kâre kabilesinden bazı kimseler Hicret’in dördüncü yılının Safer ayında Peygamber Efendimizin (s.a.v.) huzuruna gelerek “Bizim aramızda İslâm’ı kabul edenler vardır. Bizlere dinimizi öğretecek; Kur’ân-ı Kerîm’i okutacak kimseler gönderin.” dediler. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de altı kişi gönderdi ve onlara Âsım bin Sâbit (r.a.) Hazretlerini emîr tayin etti. Bu hâdise siyer kitaplarında Recî’ Gazvesi olarak geçer.

Bu mübarek zâtlar, Medîne-i Münevvere’den ayrıldıktan sonra onları davet edenler sözlerinde durmadılar ve Hüzeyl kabilesinden yüz kişi ile Müslümanlara saldırdılar. Sahâbîler, civârdaki bir dağa sığındılar. Müşrikler, “Dağdan inerseniz zarar vermeyeceğiz” diye söz verdiler. Âsım (r.a.) “Vallahi ben, bir kâfirin verdiği söze itimât etmiyorum. Yâ Rabbi, hâlimizi Peygamberine bildir.” diye dua etti.

Müşrikler, Âsım bin Sâbit Hazretlerini şehit ettiler ve Sülâfe bin Sa’d’a satmak üzere kafasını kesmek istediler. O sırada bir arı sürüsü gelerek Âsım Hazretlerinin mübarek bedenini korudu. Müşrikler, “Akşam oluncaya kadar bırakalım, o zaman dönüp kafasını alırız.” dediler. Fakat Allâhü Teâlâ, bir sel gönderdi, Âsım’ın (r.a.) naaşını alıp götürdü.

Âsım (r.a.), Müslüman olduktan sonra hiçbir müşrike el sürmemeyi ve başka bir müşrikin de kendisine el sürmemesini Allah’tan niyâz etmişti. Allâhü Teâlâ da, onu, hayatta iken koruduğu gibi öldükten sonra da korudu. Bu sebeple Âsım (r.a.) Hazretleri, “Hamiyyü’d-Debr (Arıların Koruduğu Zât)” diye meşhur oldu.

Çok geçmeden bu cinayeti işleyen kabileler, vebâ, hummâ, kuraklık ve kıtlık belâsına uğradılar. Az vakit zarfında içlerinden yedi yüz kişi helâk oldu.

Hicrî:      20Rebîulâhir  1446  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder