قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّ الرَّجُلَ لَيَتَكَلَّمُ بِالْكَلِمَةِ لَا يُرِيدُ بِهَا بَأْسًا إِلَّا لِيُضْحِكَ بِهَا الْقَوْمَ فَإِنَّهُ لَيَقَعُ مِنْهَا أَبْعَدَ مِنَ السَّمَاءِ. (حم)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : محقق بر آدام ، كوناح قصد أتميرك صرف إنسانلرى كولدرمك إيجن بر سوز سويلر ده بو سوز سببيله سمادان دها يوكسك بر يردن دوشمش كبى ( محو ) اولور . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Muhakkak bir adam, günah kastetmeyerek sırf insanları güldürmek için bir söz söyler de bu söz sebebiyle semâdan daha yüksek bir yerden düşmüş gibi (mahv) olur.”
(Müsned-i Ahmed bin Hanbel)
Hicrî: 14 Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
GÜNAHLARI KÜÇÜK GÖRMEMEK
Enes bin Mâlik (r.a.) anlatıyor: Bir sefer esnasında Resûlullah (s.a.v.), Ashâb’ıyla bir vadide konakladılar. Resûlullah (s.a.v.), Ashâb’ından odun toplamalarını istedi. Fakat orada görünürde hiç odun yoktu. Ashâb-ı Kirâm, “Yâ Resûlallâh! Burada hiç odun göremiyoruz.” deyince “Bulduklarınızı küçük görmeyiniz.” buyurdular. Bunun üzerine Ashab -büyük küçük demeden bulduklarını- toplamaya başladılar ve topladıklarını birbiri üzerine yığdılar. Ve neticede büyük bir yığın meydana geldi. Resûlullah (s.a.v.), “Dikkat edin, küçük gördüğünüz hayır ve şer de işte böyledir. Küçük günahlar üst üste, büyük günahlar üst üste, iyilikler ve kötülükler üst üste eklenerek büyür.” buyurdular.
Mümin kul, imanının kuvvetli olmasından dolayı küçük günahlarını da büyük görür. Peygamberimiz (s.a.v), “Mümin, günahını (kalbindeki iman nuruyla) tepesinde duran dağ gibi görüp üzerine düşüvermesinden korkar. Münâfık ise günahını (hafife alıp onu) burnunun ucuna konan ve hemen kovabileceği bir sinek kadar küçük görür.” buyurmuştur.
Âlimlerden birisi şöyle buyurdu: Bağışlanmayan günah, kulun -işlediği bir günahtan sonra- ‘Keşke her işlediğim günah böyle olsa!..’ sözüdür. Bu söz o kimsenin imanının zayıf olmasındandır. Şâyet marifet sahibi olsaydı, küçük günahlarını büyük görürdü. Nitekim Allâhü Teâlâ bazı peygamberlerine şöyle vahyetmiştir: “Hediyenin küçüklüğüne bakma. Hediye edenin şânının büyüklüğüne bak. Hataların küçüklüğüne bakma. Kendisine karşı hata işlediğin zâtın büyüklüğüne bak.”
Ashâb-ı Kirâm’dan bazıları buyurmuşlardır ki:
“Siz, birtakım işler yaparsınız ki onlar, sizin nazarınızda pek küçük görünür. Bizler ise onları helâke götürecek büyük şeylerden sayarız.” O Ashâb-ı Kirâm, Allâhü Teâlâ’ya ve onun Resûlüne olan yakınlıklarından böyle buyurmuşlardır. Hâsılı, cahil tarafından büyük görülmeyen bir şey, âlim tarafından büyük görülür.
Arapça bir şiirde şair bunu şöyle ifade etmiştir -tercüme-:
Sen günahını küçük görme, olsa da sağîr
Zira koca dağlar, küçük taşlardandır, kimse görmez hakîr.
Hicrî: 14Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder