قَالَ عَلِيُّ بْنُ أَبِي طَالِبٍ رَضِيَ اللهُ عَنْهُ : كُلُّ إِخَاءٍ مُنْقَطِعٌ إِلَّا إِذَا كَانَ عَلَى غَيْرِ الطَّمَعِ. (هب)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : آراده دنيوى بر منفعت دوشنجسى اولمايان ( صميمى دين ) قردشلكلرى خارج ، بتون قردشلكلر ألبتده صون بولور . "
Ali bin Ebû Tâlib radıyallâhü anh şöyle buyurdu: “Arada dünyevî bir menfaat düşüncesi olmayan (samimi din) kardeşlikleri hâriç, bütün kardeşlikler elbette son bulur.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 13 Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
ABDULLAH DEHLEVÎ (K.S.) HAZRETLERİNİN SÖZLERİNDEN
Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye-i Müceddidiyye’nin 28. halkası olan Abdullâh Dehlevî kuddise sirruh Hazretleri şöyle buyurmuştur:
- Yemekte nefsin hoşuna giden bir cihet bulunduğu gibi, bir de yemek nimetinin hakkının edâsı vazifesi vardır. Nefsin hoşuna giden, yemeğin lezzeti ve çokluğudur. Yemeğin hakkı ise, farzları ve sünnetleri lâyıkıyla edâ etmek için kuvvet kazanmak niyetiyle onu yemektir.
- Helâlinden kazanmak nasıl müminlere farz ise mübâhların fazlasını terk etmek de âriflere lâzımdır.
- Kalplerimizde mânevî hâllerin kökleşmesi için sünnet-i seniyyeye sıkıca sarılmak ve namazları kemâliyle edâ etmek, nâfileleri ihmâl etmemek gerekir.
- Dört şey herkese lâzımdır: Bidatlerden sâlim din, şüpheden âzâde olan iman ve marifet, haram ve şüpheli şeylere aslâ uzanmayan el, haram ve şüpheli şeylere gitmeyen ayak.
- Dua esnasında nurlar ve bereketler yağar. Duanın müstecâb/makbul olup olmadığının eserini anlamak güçtür. Öyle zannediyorum ki göğüste bir genişlik hâsıl olması duanın kabul olduğunun alâmetidir.
- Ricâl (adamlar) dört sınıftır: 1- Gerçekte adam olmayanlar ki onlar sırf dünyayı isteyenlerdir. 2- Adam denmeye lâyık olanlardır ki âhireti isteyenlerdir. 3- Adamların en güçlü kuvvetlileridir ki onlar, âhireti isteyenler ve sırf Rablerinin rızası için çalışanlardır. 4- Havâs olanlardır ki onlar Mevlâ’dan başka her şeyi terk edenlerdir.
- Dünya sevgisi her hatanın başıdır, hataların başı da küfürdür.
- Her vakit kalbe gelen düşünceleri kontrol etmek gerekir. Kıldığı namazdan, okuduğu Kur’ân-ı Kerîm’den, derslerinden ve zikrinden huzur bulup feyz alabiliyor mu? Yine şüpheli bir şey yediğinde zulmet hâsıl olacağının şuuruna varabiliyor mu? Her hâli bunlara kıyâs etmeli.
Hicrî: 13Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder