قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : يَهْرَمُ ابْنُ آدَمَ وَتَشِبُّ مِنْهُ اثْنَتَانِ الْحِرْصُ عَلَى الْمَالِ وَالْحِرْصُ عَلَى الْعُمُرِ. (م)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : إنسان إختيارلر ، فقت اونده إيكى شى كنجلشر . بونلر ، مال ( قازانمه ) حرسى و ( اوزون ) ياشامه حرصى در . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “İnsan ihtiyarlar, fakat onda iki şey gençleşir. Bunlar, mal (kazanma) hırsı ve (uzun) yaşama hırsıdır.”
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 11 Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
CENNET’TE ALLÂHÜ TEÂLÂ’NIN İKRAMI
Abdullah bin Mesûd radıyallâhü anh’ten şöyle rivâyet olundu: “İnsanlar toplu olarak Sırât Köprüsü’nün başında toplanırlar. Bu toplandıkları yer, aynı zamanda Cehennem ateşinin etrafıdır. Sonra amellerine göre, Cehennem üzerinde uzanan Sırat Köprüsü’nden geçmeye başlarlar.
Kimisi şimşek gibi süratle geçer, kimisi rüzgâr gibi, kimisi kuş gibi, kimisi çok hızlı koşan atlar gibi, kimisi hızlı koşan develer gibi, kimisi hızlı bir koşucu gibi geçer.
Sırât, kaygan ve kılıç gibi ince bir köprüdür. İnsanlardan bazısı geçip kurtulur, bazısı da Cehennem ateşine düşer. Bazı melâike-i kirâm da Allâhü Teâlâ’ya -müminler için- ‘Yâ Rabbi! Onları kurtar.’ diye dua ederler.
Cennet ehlinin sonuncusu olan kimse nihâyet Sırât’tan geçer ve onun için Cennet kapıları açılır. O kimse Cennet’e girip girmeyeceğini henüz bilemez bir hâlde iken Cennet’e nazar eder de ‘Yâ Rabbi! Beni buraya yerleştiriver.’ der. Allâhü Teâlâ, kuluna, ‘Seni oraya yerleştirdiğimde başka şeyler de istersin.’ buyurur. O kul, ‘Yâ Rabbi! İzzetin hakkı için başka bir şey istemem.’ der. Allâhü Teâlâ, o kulu Cennet’e yerleştirir. Fakat o kul Cennet’e girince kendisine birtakım yüksek makamların perdesi açılır da yine, ‘Yâ Rabbi! Beni buraya yerleştiriver.’ der. Allâhü Teâlâ, kuluna, ‘Seni oraya yerleştirdiğimde başka şeyler de istersin.’ buyurur. O yine, ‘Yâ Rabbi! İzzetin hakkı için başka bir şey istemem.’ der. Kul oraya da yerleştirilir. Oraya yerleştirildiğinde yine birtakım yüksek makamların perdesi açılır. Kul yine o makama ulaşmak ister. Bu hâl dört kere tekrarlanır. En sonuncusunda kul yine yüksek makamları görür, fakat sükût eder. Allâhü Teâlâ, ‘Bir şey istemeyecek misin?’ buyurur. Kul, ‘İsteyeceğim fakat utanıyorum yâ Rabbi, der.’ Allâhü Teâlâ o kuluna, ‘Sana, dünya ve onun on misli kadar yer veriyorum.’ buyurur. İşte bu, Cennet ehline verilecek yerlerin en azıdır.”
Abdullah bin Mes’ûd radıyallâhü anh devamında şöyle demiştir: “Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem ne zaman bunu anlatsa tebessüm buyururlardı, o kadar ki mübarek azı dişleri görünürdü.”
Hicrî: 11 Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder