قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : لَا بَأْسَ بِالْغِنَى لِمَنِ اتَّقَى وَالصِّحَّةُ لِمَنِ اتَّقَى خَيْرٌ مِنَ الْغِنَى وَطِيبُ النَّفْسِ مِنَ النَّعِيمِ. (هـ)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : متقى اولان ( الله دان قورقوب اونه إطاعت أدن ) كمسه إيجن زنكنلكده بر محظور يوقدر . صحت ايسه متقى اولانلر إيجن زنكنلكدن ده خيرليدر . قلبيك حضورلى اولماسيده ( الله تعالى ، نيك إحسان أتديكى ) نعمتلندندر . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Müttakî olan (Allah’tan korkup ona itaat eden) kimse için zenginlikte bir mahzur yoktur. Sıhhat ise müttakî olanlar için zenginlikten de hayırlıdır. Kalbin huzurlu olması da (Allâhü Teâlâ’nın ihsan ettiği) nimetlerdendir.”
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî: 16 Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
TIBB-I NEBEVÎ’DEN: SİNÂMEKİ
Sinâmeki, Afrika, Hindistan ve Arabistan’ın yarı çöl ve dağlık bölgelerinde yetişen bir bitkidir. Sinamekinin en iyisi Mekke-i Mükerreme’de yetişendir.
Sinâmekinin tabiatı birinci derece sıcak ve kurudur. Safra, sevda ve balgam için şifalı bir bitkidir. En başta gelen husûsiyeti müshil (ishal edici) olmasıdır. Kalbe de kuvvet verir. Bir faydası da vesveseleri giderir.
İhtiyaç olduğunda bir avuç sinameki yaprağı, üç bardak su ile kaynatılarak günde iki defa içilir. Lüzumundan fazla kullanılmamalıdır.
Esmâ bint-i Umeys radıyallahü anhâ rivâyet etmiştir ki:
Bir gün Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem Hazretleri: “Yâ Esmâ! Müshil olarak ne içersin?” diye suâl ettiler.
Esmâ da “Senâ (sinâmeki) içerim” dedi.
Fahr-i Kâinat sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretleri: “Senâ (sinâmeki) kullanın. Eğer bir şeyde ölüme şifa olsaydı, sinâmekide olurdu” buyurmuşlardır.
Bazı rivayette Seyyid-i Kâinat sallallâhü aleyhi ve sellem Hazretleri, “Senâyı, temr ile içti” diye buyrulmuştur ki hurma suyu katıp içti, demektir.
Fahr-i Âlem sallallâhü aleyhi ve sellem Hazretleri, “Tedavi lâzım olunca senâ ve senut kullanın. Zira ikisinde de samdan başka her derde şifa vardır.” buyurmuşlardır.
“Sâm nedir, yâ Resûlallah?” dediler.
“Ölümdür” buyurdular.
Senutun ne olduğu hakkında farklı rivayetler vardır. Bal, kimyon, rezene, dereotu yahut duvakotu olduğunu söyleyenler olmuştur. Bazıları da, sadeyağla karıştırılmış baldır, demişlerdir.
Hicrî: 16Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder