قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اِتَّقُوا الظُّلْمَ فَإِنَّ الظُّلْمَ ظُلُمَاتٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَاتَّقُوا الشُّحَّ فَإِنَّ الشُّحَّ أَهْلَكَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ حَمَلَهُمْ عَلَى أَنْ سَفَكُوا دِمَاءَهُمْ وَاسْتَحَلُّوا مَحَارِمَهُمْ. (م)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : ظلمدن قاجننز . محقق ظلم ، قيامت كونونده قرانلقلردر . جمرلكدن ده قاجننز . جونكى جمرلك ، سزدن أؤنجكيلرى هلاك أتدى ، اونلرى بربرلرينيك قانلارنى آقطمايه و حراملرى هلال كورميه سوك أتدى . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Zulümden kaçınınız. Muhakkak zulüm, kıyamet gününde karanlıklardır. Cimrilikten de kaçınınız. Çünkü cimrilik, sizden öncekileri helâk etti, onları birbirlerinin kanlarını akıtmaya ve haramları helâl görmeye sevk etti.”
(Sahîh-i Müslim)
Hicrî: 05 Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
CÖMERT İLE CİMRİNİN HÂLİ
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem şöyle buyurmuşlardır:
“Cimri ile infak eden cömerdin hâli, (şu) iki kimsenin hâli gibidir ki bunların üzerlerinde, iki göğüslerinden köprücük kemiklerine kadar (vücutlarını kaplayan) demirden zırhları vardır.
Bunlardan, infak eden ve cömert olan, sadaka verir vermez o demir zırh, onun bedeni üzerinde genişler, aşağı doğru uzar veya vücudunu tamamıyla kaplar. Hattâ ayağının parmaklarını örter. Zırhın etekleri de yerde sürünüp sadaka veren kimsenin ayak izlerini siler (kusurlarını örter).
Cimriye gelince; o, hiç sadaka vermek istemez, derhâl o zırhının bütün halkaları, vücudun üzerinde bulunduğu noktaları (şiddetle) sıkar. Cimri de bu sıkan zırhı genişletmeye çalışır. Fakat muktedir olamaz.”
Bu hadîs-i şerîfte cömert ile cimrinin ruhî hâlleri en beliğ ve edebî bir tarzda tasvir buyurulmuştur. Cömert, fakirlik ve ihtiyaç içinde sıkılıp bunalan bir bîçârenin yardımına koşmakla gönlünde bir genişleme, vicdanında bir ferahlama, rahatlama hâsıl olur. Fakirlere yardım etmeyi seven her fazilet sahibi, bu genişleme ve ferahlamanın gönlünü kapladığını, parmaklarına kadar bütün vücudunu istila ettiğini nefsinde hisseder. Bir de cömertlik, sahibinin ayıplarını tamamıyla örter.
Cimri de düşkünlere karşı katı kalpli, taş yürekli olmaktan çekinmemekle beraber ne de olsa yine bir insandır; gönlünde fıtrî bir merhamet duygusu vardır. Fakat cimriliği, bu necib duyguya galip gelmektedir. Hiç şüphesiz cimri, gönlünde fakirlere yardım faziletini duymakta fakat cimrilik ile bu yardımı yapamadığından, dâimî bir ızdırap içindedir. Bu ızdırap, Cenâb-ı Hakk’ın cimrilerde yarattığı bir iç üzüntüsü, bir gönül darlığıdır ki, hadîs-i şerîfte bildirildiği üzere bu rûhî hâl, cimriyi baştan ayağa kadar cendere içinde gibi sıkıştırır. Cimri, bir fakire yardım edip de bu gönül azâbından ve ızdırabından kurtulmaya muvaffak olamaz.
Hicrî: 05 Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder