قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ أَعَانَ ظَالِمًا لِيُدْحِضَ بِبَاطِلِهِ حَقًّا فَقَدْ بَرِئَتْ مِنْهُ ذِمَّةُ اللّٰهِ وَذِمَّةُ رَسُولِهِ. (فيض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم باطل ( إعتقاد ) إيله حقى يوق أتمك إستين بر ظالمه ياردم أدرسه ، محقق الله تعالى ، نيك زمتى و رسولونون زمتى ( حمايه و محافظه سى ) او كمسه دن قالقار . "
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “Kim bâtıl (itikad)ı ile hakkı yok etmek isteyen bir zâlime yardım ederse, muhakkak Allâhü Teâlâ’nın zimmeti ve Resûl’ünün zimmeti (himâye ve muhafazası) o kimseden kalkar.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 09 Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
ZÂLİMLERİN ÂKIBETİ
Allâhü Teâlâ, İbrahim Sûresi’nin 42. âyet-i kerîmesinde şöyle buyuruyor -meâlen-: “Ve sakın Allâhü Teâlâ’yı, zalimlerin yaptıkları şeylerden gafil sanma. Onları(n azâplarını), gözlerin (korkudan) açılıp kalacağı, bir daha kapanmayacağı bir gün için tehir eder.”
Bu âyet-i kerîme, Cenâb-ı Hakk’ın, zalimlerin bütün hâllerini bildiğini ve öylelerin, dehşet ve hayret verici bir günde azâp göreceklerini hatırlatıyor. Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimizin de bu dehşetli gün ile insanları korkutmakla emrolunduğunu, o günde zalimlerin nasıl faydasız ve boş bir temennide bulunacaklarını ve bu temennilerinin nasıl reddedileceğini beyan buyurmaktadır.
Hak Teâlâ Hazretlerinin, peygamberini teselli ve zalimleri tehdit etmek için indirdiği bu âyet-i kerîme, şöyle tefsir edilmiştir:
Allâhü Teâlâ’yı, zalimlerin, kâfirlerin, hak ve hakikate düşmanlık edenlerin yaptıkları şeylerden, gayrimeşrû hareketlerinden, inkârcı ve zalimce fiillerinden gafil sanma! Cenâb-ı Hak, onların bütün yaptıklarını tamamen bilmektedir, fakat onları derhâl lâyık oldukları azâba kavuşturmaması bir hikmet icabıdır. Onların azâplarını, görülecek korkunç hâllerden, dehşetli manzaralardan dolayı gözlerin (korkudan) açılıp kalacağı, bir daha kapanmayacağı, gözlerin yukarıya dikilerek açık kalacağı, göz kapaklarının hareket edemeyeceği bir gün için tehir eder. O günde artık lâyık oldukları azâba kavuşmuş olurlar.
Âyet-i celîlede böyle “gafil sanma” diye emredilmesi; zalimler hakkında bir tehdit, zulme uğrayanlar hakkında da bir teselli, zalimlerden intikam alınacağını ilandır. Böyle bir emir, zâhirde Peygamber Efendimize (s.a.v.) ise de hakikatte, uyanık bulunsunlar diye ümmetin her bir ferdinedir.
Hicrî: 09 Rebîulâhir 1446 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder