قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : اَكْرِمُوا حَمَلَةَ الْقُرْآنِ فَمَنْ اَكْرَمَهُمْ فَقَدْ اَكْرَمَنِي. (فيض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : حملهء قرآن ه ( قرآن كريمى أزبرليب اوقويان و اونونله عمل أدن كمسلره عزت و إكرامده بولونارق ) حورمت أدينز . كيم اونلره حرمت أدرسه ألبتده بانه حرمت أتمش اولور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Hamele-i Kur’ân’a (Kur’ân-ı Kerîm’i ezberleyip okuyan ve onunla amel eden kimselere izzet ve ikramda bulunarak) hürmet ediniz. Kim onlara hürmet ederse elbette bana hürmet etmiş olur.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr)
Hicrî: 18 Şevval 1445 Fazilet Takvim
MUS’AB BİN UMEYR’İN (R.A.) İSLÂM’A HİZMETLERİ -2
Mus‘ab (r.a.), Sa‘d bin Mu‘âz’a İslâm dininin ne demek olduğunu anlattı ve bir miktar Kur’ân-ı Kerîm tilâvet etti. Kur’ân-ı Kerîm okunurken Sa‘d’ın yüzünden kalbinin yumuşadığı anlaşılıyor, iman emâreleri beliriyordu. Hemen, “Siz, bu dine girerken ne yapıyordunuz?” diye sordu. Mus‘ab (r.a.) ona, İslâm’ın esaslarını öğretti, o da hâlis kalp ile Müslüman oldu.
Sa‘d bin Mu‘âz (r.a.) böyle iman ettikten sonra kalkıp kendi sülâlesi olan Abdüleşheloğullarının yanına gitti. Onlara, “Hepiniz Allâh’a ve Resûl’üne iman etmelisiniz. Siz iman etmedikçe bundan sonra hiçbirinizle görüşmem.” dedi. Bunun üzerine aşireti içinde o gün iman etmeyen kimse kalmadı. Sonra Sa‘d bin Mu‘âz ile Mus‘ab bin Umeyr, Es‘ad bin Zürâre’nin hânesinde oturup diğer halkı İslâm’a davet ile meşgul oldular. Kısa zaman zarfında İslâm dini, Medîne’de o kadar yayıldı ki Evs ve Hazrec kabileleri içinde İslâm nuru ile aydınlanmayan ev kalmadı.
O sene hac mevsiminde, Mus‘ab (r.a.) beraberinde Medîne Müslümanlarından yetmiş üç erkek ve iki kadınla Mekke’ye gitti. Akabe’de Resûl-i Ekrem (s.a.v.) ile buluştular. Resûl-i Ekrem’in Medîne’ye hicret buyurması husûsunu konuştular. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), onlara kendilerini, evlat ve ailelerini nasıl sakınırlar ise onu da öyle sakınacaklarını taahhüd etmek üzere onlardan bîat istedi. “Yâ Resûlallâh! Senin uğrunda ölürsek bize ne var?” dediler. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), “Cennet var.” deyince, hemen bîat ettiler.
Medîneli Müslümanların bîatleri üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.v.) artık Medîne-i Münevvere’ye hicret etmeleri için Ashâb-ı Kirâm’a izin verdi. Onlar da hemen Medîne’ye hicret etmeye başladılar. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), hicret için Allâhü Teâlâ’nın müsaadesini bekliyordu. Allâhü Teâlâ müsaade buyurunca kendileri de hicret ettiler. Ashâb-ı Kirâm birbiri ardınca Medîne’ye hicret ettikçe Evs ve Hazrec kabileleri yer gösterip onları barındırırlar ve onlara pek ziyade hürmet ve yardım ederlerdi.
Gerek Muhâcirler ve gerek Ensâr, hepsinden Allâh razı olsun ki İslâm dinine pek büyük hizmet etmişlerdir.
Hicrî: 18 Şevval 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder