25 Nisan 2024 Perşembe

MUS’AB BİN UMEYR RADIYALLÂHÜ ANH


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : مَنْ أَحَبَّ جَمِيعَ أَصْحَابِي وَتَوَلَّاهُمْ وَاسْتَغْفَرَ لَهُمْ جَعَلَهُ اللهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَعَهُمْ فِي الْجَنَّةِ. (كنز)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم بنم آصحابميك تمامنى سور ، اونلرى دوسط أدينر و اونلر إيجن إستغفارده بولونورسه الله تعالى قيامت كونى او كمسيى ، جنتده اونلرله برابر حشر أدر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  “Kim benim Ashâb’ımın tamamını sever, onları dost edinir ve onlar için istiğfârda bulunursa Allâhü Teâlâ kıyamet günü o kimseyi, Cennet’te onlarla beraber haşreder.”

(Kenzü’l-Ummâl)

Hicrî:   16  Şevval  1445  Fazilet Takvim

 

 

MUS’AB BİN UMEYR RADIYALLÂHÜ ANH

 

Mus’ab bin Umeyr (r.a.), Ashâb-ı Kirâm’ın büyüklerinden, ilk Müslüman olanlardan ve İslâm’a çok büyük hizmetlerde bulunan Kur’ân-ı Kerîm muallimi bir zâttır.

Mus’ab bin Umeyr (r.a.), zengin, hâli vakti yerinde olan bir aileye mensuptu. Anne ve babası, onu çok severlerdi.

Resûlullah (s.a.v.) Efendimizin, insanları İslâm’a davet ettiğini duyunca, hemen huzuruna vardı ve Müslüman oldu. Annesinden ve akrabalarından çekindiği için, Müslüman olduğunu gizliyor, Resûlullâh’ı (s.a.v.) gizlice ziyaret ediyor, namazlarını gizlice kılıyordu. Bir gün namazını kılarken birisi görüp annesine ve akrabalarına haber verdi. Mus’ab’ı (r.a.) yakalayıp hapsettiler, imanından dönmesi için ona işkence yaptılar. Bu işkence ve eziyetler, birinci Habeşistan hicretine kadar devam etti. Habeşistan’dan döndüğünde artık annesi ona eziyet etmekten vazgeçmişti.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir gün Ashâbıyla otururlarken Mus’ab (r.a.), huzuruna geldi. Üzerinde yamalı bir elbise vardı. Ashâb-ı Kirâm, onun bu hâlini görünce acıdıklarından başlarını aşağıya eğdiler, yanlarında ona verebilecekleri bir şeyleri de yoktu.

Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz de onun daha önce içinde bulunduğu imkânlar ile şimdiki hâlini düşünerek gözyaşlarını tutamadı. Mus’ab (r.a.) selâm verdi, Resûlullah da selâmını aldı. Sonra Resûlullah Efendimiz (s.a.v.), Ashâb’ına şöyle buyurdu: “Sizden biriniz sabahleyin bir elbise, akşamleyin başka bir elbise giydiği, önüne bir tabağın konulup öbürünün kaldırıldığı ve Kâbe’nin örtüldüğü gibi evleriniz de sizi örttüğü zaman ne yapardınız? Ashâb-ı Kirâm, “Yâ Resûlallah! O günkü hâlimiz, bu günkünden daha iyi olurdu. Geçim sıkıntımız olmaz ve biz de kendimizi ibadete verirdik.” dediler. Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Hayır, siz, bugün, o günkünden daha hayırlısınız.”

Resûlullah (s.a.v.), Mus’ab (r.a.) Hazretlerini methetti ve şöyle buyurdu: “Allâh’a hamdolsun. Ben, Mus’ab’ı görmüştüm. Kureyş’ten hiçbir genç, ana-babasının yanında onun kadar imkâna ve nimete sahip değildi. Fakat Allâh’a ve Resûlü’ne olan sevgisi ona, bu imkânları terk ettirdi.”

Hicrî:    16 Şevval  1445  Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder