قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : عَلَى قَدْرِ حُبِّكَ لِلّٰهِ يُحِبُّكَ الْخَلْقُ وَعَلَى قَدْرِ خَوْفِكَ مِنَ اللهِ يَهَابُكَ الْخَلْقُ وَعَلَى قَدْرِ شُغْلِكَ بِأَمْرِ اللهِ يَشْغُلُ فِي أَمْرِكَ الْخَلْقُ. (هب)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : الله تعالى ، يه قارشى دويديغون محبت قدار ،خالق سنى سور . الله تعالى ، دان قورقديغون قدار ، خالق سندن قورقار . الله تعالى ، نيك أميرلرى إيله مشغول اولديغون قدار ده خلق سنيك إشلريك له مشغول اولور . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Allâhü Teâlâ’ya karşı duyduğun muhabbet kadar, halk seni sever. Allâhü Teâlâ’dan korktuğun kadar, halk senden korkar. Allâhü Teâlâ’nın emirleri ile meşgul olduğun kadar da halk senin işlerinle meşgul olur.”
(Beyhakî, Şuabü’l-Îmân)
Hicrî: 15 Şevval 1445 Fazilet Takvim
ALLAH’TAN KORKAN BAŞKA ŞEYDEN KORKMAZ
Bir kul, Rabb’inin huzuruna çıkacağı günden korkarak bütün gayretiyle ona itaatle meşgul olsa, Rabb’ine isyan etmekten ve nefsinin hevâsından sakınsa, Allâhü Teâlâ, bu kimsenin heybetini insanların kalplerine yerleştirir.
Takvâ sahibi âlimde öyle bir heybet bulunur ki, kimse onun bulunduğu yerde faydasız işlerle meşgul olamaz.
Kul, nefsini Allâhü Teâlâ’ya itaat ederek, sâlih ameller işleyerek, sükûta alıştırarak terbiye etmelidir ki vakar ve heybet ona yerleşsin. Heybeti; kibir, övünmek, kötülük ve düşmanlık gibi şeylerde aramamalıdır.
Heybetin kaynağı Allah korkusudur. Hadîs-i şerifte, “Kim Allah’tan korkarsa, her şey de ondan korkar.” buyurulmuştur.
Abdullah bin Ömer radıyallâhü anhümâ Hazretleri, bir sefere çıkmıştı. İlerlerken, içinde bulunduğu kafile durdu. Sebebini sordu, yol üzerinde bir aslan olduğunu, ondan korktuklarından dolayı durduklarını söylediler. İbn-i Ömer Hazretleri bineğinden indi, aslanın yanına gidip onu kulağından çekerek yoldan uzaklaştırdı. Sonra -aslana işaret ederek- buyurdu ki: “Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) senin hakkında, elbette doğrusunu bildirdi. Sen, âdemoğluna ancak, Allah’tan başka şeyden korktukları için musallat kılındın. Eğer âdemoğlu sırf Allah’tan korkmuş olsaydı, onlara hiçbir şey musallat kılınmazdı. Eğer (insan) her şeyi sırf Rabb’inden umsaydı, başka hiç kimseye muhtaç kalmazdı.”
Buradan anlaşılacağı üzere Allah korkusu, insana kuvvet ve şecâat verir. Hazret-i Allah’tan başkasına karşı, kalpte emniyet hissini yerleştirir. Mahlûkatın insana musallat olmasının sebebi, Allah’tan başkasından korkması sebebiyledir.
Hadîs-i şerifte, “Hasbiyallâhü ve ni’me’l-vekîl, demek, her korkan kimsenin (sebeb-i) emniyetidir.” buyurulmuştur.
Takvâ sahibi âlim, halk arasında hürmet görür. Zira o, insanların Hazret-i Allah’tan en çok korkanı, Rabb’ine karşı en çok hürmet ve tazim içinde bulunanıdır. Mükâfatı da ameli cinsinden olur ki o da halktan saygı ve hürmet görmesidir.
Hicrî: 15 Şevval 1445 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder