ÇARŞI VE PAZARDA BULUNMANIN ÂDÂBI

 

قَالَ اللّٰهُ تَعَالَى : وَاقْصِدْ ف۪ي مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِنْ صَوْتِكَۜ اِنَّ اَنْكَرَ الْاَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَم۪يرِ۟ (سورة لقمان، 19)

الله تعالى شويله بيوردى - مئآلا :  ( لقمان عليه السلام ، اوغلونه دمشديكى : ) و يورويوشنده موتدل اول ، سه سنى ده براز آلجالت . محقق سسلرين أك جركنى ألبتده مركبلريك سسيدر . "

Allâhü Teâlâ şöyle buyurdu -meâlen:  ... “(Lokman aleyhisselâm, oğluna demişti ki:) Ve yürüyüşünde mûtedil ol, sesini de biraz alçalt. Muhakkak seslerin en çirkini elbette merkeplerin sesidir.”

(Lokmân Sûresi, âyet 19)

Hicrî:  24  Safer    1445  Fazilet Takvim

 

 

ÇARŞI VE PAZARDA BULUNMANIN ÂDÂBI

 

Evden çıkarken, günaha düşmekten, zulüm ve haksızlık etmekten ve cehaletten Allâhü Teâlâ’ya sığınılır.

Evden, “Bismillâhi tevekkeltü alellâhi, lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâhi’l-Aliyyi’l-Azîm” diyerek çıkmalıdır.

Evden çıkarken ve eve dönerken Âyetü’l-Kürsî okunur.

Çarşı ve pazarda ayrıca şu dua okunur: “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît ve hüve hayyün lâ yemût, bi yedihi’l-hayr ve hüve ‘alâ külli şey’in kadîr.”

Bu duâ her sabah ve akşam 11 defa okunur. Çarşıya çıkarken, yollarda, sokaklarda, her yerde okunur.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.): “Bunu okuyana Cenâb-ı Hak milyon hasene verir, milyon günahını siler, derecesini de milyon yükseltir.” buyurmuşlardır. Okuyan müminin imanı tazelenmiş olur. Bu dua Resûlullâh’ın (s.a.v.) şefâatine en büyük vesiledir.

İhtiyaç yoksa çarşılarda fazla kalınmaz. Bir ihtiyaçtan dolayı çarşı ve pazarda bulunurken orada riâyet edilmesi gereken şu âdâblara riâyet etmelidir: Gözünü haram ve mekruh şeylerden sakınır. Yolda, insanlara zarar verebilecek bir şey görürse onu alıp bir kenara bırakır. Selam verenin selamını alır. İyiliği emreder, kötülükten (yasaklanmış şeylerden) nehyeder. Yardım isteyenlere yardım eder. Yolunu kaybedene yol gösterir.

Yolda âmâ biri görülürse, yardımcı olmak için müsaade isteyip dilediği yere kadar götürülür. Âmâyı götürürken atılan her adıma, bir köle âzât etmiş gibi sevap verilir.

Başı hafif önüne eğik, gözler adım atacak yere bakar bir hâlde, hızlıca yürünür. Çünkü bu yürüyüş, kibirden uzaktır. Salına salına ve böbürlenerek yürümemelidir. Çünkü bunlar, kibir alâmetidir.

Yolda dikkatli yürümeli, etrafla veya cep telefonu gibi şeylerle meşgul olmamalıdır.

Hicrî:   24  Safer   1445  Fazilet Takvim

 

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"