قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : : مَنْ طَلَبَ عَمَلَ الدُّنْيَا بِعَمَلِ الْآخِرَةِ فَمَا لَهُ فِي الْآخِرَةِ مِنْ نَصِيبٍ. (ض)
رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : كيم ، دنيا منفعتنى ، آخرت عملى إيله ألده أتميه قالقارسه اونون إيجن آخرتده هجبر نصيب يوقدر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: Kim, dünya menfaatini, âhiret ameli ile elde etmeye kalkarsa onun için âhirette hiçbir nasip yoktur.”
(Kuzâî, Müsnedü’ş-Şihâb)
Hicrî: 09 Şevval 1444 Fazilet Takvim
Ashâb-ı Bedir: SA‘D BİN UBÂDE (radıyallâhü anh)
Sa‘d bin Ubâde radıyallâhü anh, Ensâr’dan ve Hazrec kabilesinin Benî Turayf kolundandır. Hazrec kabilesinin reîsi olup künyesi Ebû Sâbit veya Ebû Kays’dir. Vâlidesi Amre binti Mes‘ûd, Peygamber Efendimize (s.a.v.) bîat eden hanım sahâbîlerden olup Hicret-i Nebeviyye’nin beşinci senesi, Peygamber Efendimiz Dûmetü’l-Cendel Gazâsı’nda iken vefat etmiştir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir ay sonra Medîne-i Münevvere’ye döndüklerinde, onun kabri üzerine cenaze namazı kıldırmışlardır.
Sa‘d Hazretleri, câhiliye zamanında okuma-yazma bilenlerdendi. Ok ve mızrağı iyi kullanırdı. Bu kabiliyetlere sahip olan kimseye Araplar, “el-Kâmil” derlerdi.
Sa‘d Hazretleri, Akabe Bey‘ati’nde bulunan ve Ensâr’ın temsilcileri olan on iki temsilciden birisidir. Bedir ve sonraki gazâların tamamında, Resûlullah Efendimizin maiyetinde bulunmuştur. Harplerde Peygamber Efendimizin iki sancağı olurdu. Muhâcirlerin sancağı Hazret-i Ali’de, Ensâr’ın sancağı da Hazret-i Sa‘d bin Ubâde’de olurdu.
Resûl-i Ekrem sallallâhü aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretleri, Bedir Gazâsı’na çıkmadan önce Ashâb-ı Kirâmıyla müşâvere buyurmuşlardı. Sa‘d bin Ubâde (r.a.) kalkarak dedi ki: “Yâ Resûlallâh! Nefsim kudretinde olan Cenâb-ı Hakk’a yemin ederim ki; eğer bize denize girmeyi ferman buyuracak olursanız, elbette hemen denize atılırız. Eğer Habeşistan çöllerinin ortalarına kadar sefer etmemizi emir bu
yurursanız, elbette emrinizi yerine getiririz!”
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) memnun oldular, insanları gazaya davet ederek sefere çıkıp Bedir’e ulaştılar.
Sa‘d bin Ubâde (r.a.), oğluna şöyle nasihatte bulunmuştur: “Evladım! Daha sonra özür dileyeceğin sözü ve işi terk et. Muhakkak insan, yaptığı hayırlı işten dolayı özür dilemez.”
Sa‘d (r.a.) Hazretleri, Hicret’in 15 veya 16. senesinde Havrân’da vefat etmişlerdir.
Hicrî: 0 9Şevval 1444 Fazilet Takvim