قَالَ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَلَا إِنَّ شَرَّ الشَّرِّ شِرَارُ الْعُلَمَاءِ وَإِنَّ خَيْرَ الْخَيْرِ خِيَارُ الْعُلَمَاءِ. (مي)
بيغمبر أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر : دقت أدينز ! شرليلرين أك شرليسى ، شرلى عالملردر . خيرليلرين أك خيرليسى ، خيرلى عالملردر . "
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Dikkat ediniz! Şerlilerin en şerlisi, şerli âlimlerdir, hayırlıların en hayırlısı, hayırlı âlimlerdir.”
(Sünen-i Dârimî)
Hicrî: 02 Rebiulahir 1444 Fazilet Takvim
HÂCE MUHAMMED BÂKÎBİLLÂH (K.S.)
Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye’nin yirmi ikinci halkası olan Hâce Muhammed Bâkîbillâh (k.s.) Hazretlerinin lakabı Hâce Bîreng olup 971 (M. 1563) yılında Kâbil’de dünyaya geldi. Babası Kâdı Abdüsselâm’dır. Annesi Hazret-i Hüseyin’in (r.a.) neslinden, seyyide, kanaatkâr, talebelere hizmet eden sâliha bir hanımdır.
Küçük yaşta, zamanının en büyük âlimlerinden zâhirî ilimleri tahsil etti. O devrin en büyük âlimlerinden olan Muhammed Sâdık Halvâî’den (k.s.) ilim tahsil etti. Daha sonra tasavvufa teveccüh edip, manevî ilimleri tahsil etmek için evliyâullâhın büyüklerinin sohbetlerine iştirak etti. Manevî bir yol aramakta iken bir gece rüyasında, Hâce Bahâüddîn Nakşibend’in (k.s.) huzurunda bulununca, bu yola girmek husûsunda içinde bir arzu meydana geldi ve kendisine bir mürşid aramaya devam etti. Keşmir’e ve nihayet Semerkand’a gelip Muhammed Hâcegî Emkengî Hazretlerini bularak ona intisâb etti.
Bâkîbillâh (k.s.) Hazretleri çok büyük hâllere ve derecelere sahip olmakla beraber çok mütevazı idi. Ancak zarûret miktarı konuşur, izah edilmesi istenen mevzuları, açık bir şekilde beyan ederdi.
Lahor şehrinde ikamet ederken şehirde bir kıtlık meydana gelmişti. Kıtlık günlerinde yemek yememiş, kendisine getirilen yemekleri, dışarıda aç olan insanlara dağıttırmıştı. Lahor şehrinden Delhi’ye giderken yolda yürümekten âciz bir yaya gördü. Hemen bineğinden inerek onu bindirdi. Varacağı yere yaklaşınca, insanlar buna muttali olmasın diye onu indirip kendisi bindi.
Muhammed Bâkîbillâh Hazretleri, bütün mahlûkâta karşı çok müşfik idi. Bir defasında soğuk bir kış gecesinde yatağından kalkmış, geri döndüğünde bir kedinin, yorganının üzerinde uyuduğunu görmüştü. Gönlü onu uyandırmaya râzı olmayınca soğuğa rağmen sabaha kadar oturmuştu.
25 Rebîulâhir 1012 (M. 1603) tarihinde kırk yaşında iken âhirete irtihal ettiler. Delhi’de Resûlullâh’ın (s.a.v.) ayak bastığı yer olarak meşhur olan “Kademgâh” denilen mevkiye defnedildi. (Silsiletü’z-Zeheb, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 02 Rebiulahir 1444 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder