2 Ekim 2022 Pazar

İLİM İLE AMEL ETMENİN LÜZUMU -1


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : وَكُلُّ عِلْمٍ وَبَالٌ عَلَى صَاحِبِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ إِلَّا مَنْ عَمِلَ بِهِ. (طب)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  وهر علم ، صاحب أؤزرينه قيامت كونى وبالدر ، آنجق علمى إيله عمل أدن كمسه ( نيك علمى ) مستثنى . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:  Ve her ilim, sahibi üzerine kıyamet günü vebaldir, ancak ilmi ile amel eden kimse(nin ilmi) müstesnâ.”

(Taberânî, el-Mu’cemü’l-Kebîr)

Hicrî:  06   Rabiulevvel    1444 Fazilet Takvim

 

İLİM İLE AMEL ETMENİN LÜZUMU -1

 

Tevbe Sûresi’nin 122. âyet-i celîlesinde buyurulmuştur ki -meâlen-: “Bununla beraber müminlerin hepsi birden seferber olmayıp her kabileden bir tâife toplansa da dinde fıkıh tahsil etseler (din ve şerîat ilimlerini iyice öğrenseler) ve kavimleri seferden dönüp geldikleri zaman onları Allâh’ın azâbıyla korkutsalar ya! Olur ki onlar sakınırlar.”

Hadîs-i şerifte de; “Allâhü Teâlâ, her kime hayır dilerse onu dinde fakîh kılar.” buyurulmuştur.

Buradaki fıkıh tahsili ile murat: Kalpte rüsûh bulmuş, kökleşmiş bir ilimdir ki onun eseri âzâlarda ortaya çıkar. Bu kimse artık kalbindeki bu hak ilme muhalif bir amel işleyemez. Böyle olmayan kimseye âlim denilmez. Nitekim, kalbindeki Allah korkusu, insanlardan çekinmesinden fazla olmayan kişiden, Hazret-i Allah, ilmi ve anlayışı söküp alır. Allah korkusu, ilimden fayda elde etmenin olmazsa olmazındandır. Her kimin ilmi arttığı hâlde, Allâh’tan korkusu artmıyorsa, bu onun ancak Allâh’tan uzaklığını artırır. Fâtır Sûresi’nin 28. âyet-i celîlesinde: “…Allâh’tan, hakkıyla ancak âlimler korkar…” buyurulmuştur.

Kişi, ihlâs üzere ilmiyle amele muvaffak olduğunda, bu kimse bir söz söylemese de hâli artık başkalarına tesir etmeye başlar.

İlimde rüsûh bulmak ve sâlih amellere muvaffak olabilmek, sâlih zâtların sohbetine ve ilmiyle amel eden âlimlerin meclisine devam etmekle elde edilir. Zira hakîkî âlimler, insanları, Cenâb-ı Hakk’ın razı olacağı yola irşâd ederler, peygamberlerin, evliyanın hâllerini onlara anlatırlar. Bu mübarek zâtların hâllerinden bahsetmek ile müminlerin kalpleri kuvvetlenir, maneviyatları artar. Nitekim âyet-i celîlede -meâlen-: “Peygamberlerin haberlerinden, onunla senin kalbini (tatmin ve) tespit edeceğimiz (kıssaların) her birini sana kıssa olarak anlatıyoruz...” (Hûd Sûresi, âyet 120) buyurulmuştur. (Devamı var)

Hicrî:      06 Rabiulevvel   1444 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder