19 Ekim 2022 Çarşamba

İSLÂM’DA KAVMİYETÇİLİK YOKTUR -2


 

قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : أَحْبِبْ حَبِيبَكَ هَوْنًا مَا عَسَى أَنْ يَكُونَ بَغِيضَكَ يَوْمًا مَا وَأَبْغِضْ بَغِيضَكَ هَوْنًا مَا عَسَى أَنْ يَكُونَ حَبِيبَكَ يَوْمًا مَا. (ت)

رسول الله أفنديمز ( ﷺ ) بيوردولر :  سوديكنى أؤلجولى سو ، كونون برنده دشمانيك اولابلر . سومديكنى ده أؤلجولى بغض ( دشمانلق ) أت ، كونون برنده دوسدون اولابلر . "

Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular:   Sevdiğini ölçülü sev, günün birinde düşmanın olabilir. Sevmediğine de ölçülü buğz (düşmanlık) et, günün birinde dostun olabilir.”

(Sünen-i Tirmizî)

Hicrî:  23   Rabiulevvel    1444 Fazilet Takvim

 

İSLÂM’DA KAVMİYETÇİLİK YOKTUR -2

 

Bütün Müslümanların milyonlarca insan içerisinde tek bir ruh olmaları, İslâm terbiyesinin en büyük gayesidir. Ecdadı, evlat ve akrabaları, kavim ve kabileyi, ırk ve milliyeti diğer Müslümanlara tercih etmek hissi, bu rûhî birlik rütbesinin hiçbir yerine sığmaz.

Ey insanlar! Muhakkak biz sizi erkek ile kadından yarattık. Sırf birbirinizi tanıyasınız diye sizi birtakım şubelere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki sizin, Allah nezdinde en şerefliniz, takvâca en ileride olanınızdır. Hakikaten Allâh, her şeyi bilen, her şeyden haberdâr olandır.” meâlindeki, Hucurât Sûresi’nin 13. âyet-i kerîmesi, ecdadın, akrabaların, kabîlelerin ve ırkların, İslâmiyet nazarındaki yerini ve derecesini çok açık bir şekilde anlatmaktadır. Anlıyoruz ki ırk, soy ve akrabalık cihetinden farklılıklar; yalnız tanışıp yardımlaşmak, sıla-i rahimde bulunmak içindir. Nitekim bir hadîs-i şerîfte buyrulmuştur ki: “Akrabalarınızdan sıla-i rahim yapabileceklerinizi tanıyınız, öğreniniz. Çünkü sıla-i rahim; aile içerisinde muhabbete, malın bereketlenmesine, ecelin gerilemesine (ömrün bereketine) sebeptir.” buyurulmuştur.

Baştan sona atalarını sayıp övünmek, dinimize tamamen zıttır. Çünkü bütün kavimler, kabileler, bir anadan ve bir babadan yaratıldığı cihetle aralarında hiçbir fark yoktur. İnsanlar arasında üstünlüğe ve büyüklüğe sebep olacak bir fark varsa o da takvâdır. Allah nezdinde, takvâ ehli olan kimse, takvâ ehli olmayandan üstündür.

Nitekim bir hadîs-i şerîfte de “Hiç kimsenin diğer bir kimse üzerine üstünlüğü yoktur. Üstünlük ancak din ve sâlih amel ile olur.” buyurulmuştur.

Müslüman, diğer bir Müslümanı kendi ırkından veya nesebinden olduğu için değil sırf Müslüman olduğu için sevmeli, himaye etmeli, İslâm’ın hayır ve saadetlerini kendi ve kavminin menfaatlerine tercih etmelidir. Dinin kuvvet bulması, İslâm cemiyetinin devamı, Müslümanların ayrılık ve kargaşadan uzak durmalarına bağlıdır.

Netice olarak, nesep ve hasep ile övünmek, bir kavim veya kabileye mensup olmakla iftihar etmek, câhiliyet âdetlerindendir.

Hicrî:      23 Rabiulevvel   1444 Fazilet Takvim

 

SİTEDEKİ KONU BAŞLIKLARINI GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder