قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : قَالَ اللهُ أَنْفِقْ يَا ابْنَ آدَمَ أُنْفِقْ عَلَيْكَ. (ق)
رسول الله ( ﷺ ) بيوردولر : الله تعالى ، ’ أى آدم اوغلى ، سن إنفق أت ( فقيرلره صدقه ور ) كى بنده صنه إنفق أده يم . ‘ بيورمشدر . "
Resûlullah Efendimiz (s.a.v.) buyurdular: “ Allâhü Teâlâ; ‘Ey âdemoğlu, sen infak et (fakirlere sadaka ver) ki ben de sana infak edeyim.’ buyurmuştur.”
(Müttefekun Aleyh)
Hicrî: 14 Ramazan 1443 Fazilet Takvim
SADAKA NE ZAMAN AŞİKÂR VERİLEBİLİR?
Bir insan, sadakasını açıktan verdiği zaman onu görenlerin de kendisine uyup sadaka vereceklerini ve bu yüzden fakirlerin faydasına olacağını bilirse bu hâlde açıktan vermek, gizlice vermekten faziletli olabilir. Nitekim Resûlullah (s.a.v.) buyurmuştur ki: “Gizlice vermek, alenî vermekten daha faziletlidir. Aleniyet de kendine uyulmasını murat eden için daha faziletlidir.”
Kişi, halktan gizleyerek bir amel işler ve içindeki işlediği amelin görülmesine dair olan arzuyu yenerse bu sırada Şeytan, o arzuyu tekrar onun kalbine ilka eder (koyar). O, yine bunu fenâ görerek defetmeye çalışır. Bundan dolayı bu insan, Şeytan ile muharebe hâlindedir. Bu sebeple bunun bu gizli ameli, ecir cihetinden, açıkça işlenen amellere göre yetmiş kat fazladır. Sonra, Allâh’ın öyle kulları vardır ki, nefislerini terbiye etmişler, hidâyete erdirilmişlerdir. Kalplerine nurlar dolmuş, kendilerinden nefis vesveseleri gitmiştir. Böyle bir insan, açıktan bir amel işleyeceği zaman mücâhedeye muhtaç olmaz. Zira nefsinin şehvetini kırmış, perişan etmiştir. Bu zât, amelini açıkladığı zaman, diğerlerinin kendine uyup da sevaba nâil olmaları arzusundan başka bir maksat beslemez. Nitekim Allâhü Teâlâ, Kur’ân-ı Kerîm’de, “İşte bunlar, cennet köşkleri ile mükâfatlandırılacaklar.” meâlindeki Furkan Sûresi’nin 75. âyet-i kerimesi ile bu kimselere cennetin en yüksek derecelerini vaad eylemiştir.
İşte böyle zâtlar hidayet rehberleri, dinin alemdarları, halkın efendileridir ki, Müslümanlar bu zâtlara uymaları sayesinde hak yolu bulurlar.
Allâhü Teâlâ hepimizi riyâya düşmeden, zekât ve sadaka veren kullarından eylesin. Âmîn.
NEFSE AĞIR GELEN İŞ
Birgün Şeyh Ebülvefâ (k.s.) Hazretlerine, şehre ağır yük taşımakta mâhir birisinin geldiğini söylediler. Bunun üzerine Ebülvefâ (k.s.) Hazretleri şöyle söyledi: “Abdest ibriğini taşımak ona, bunca yükü çekmekten ağır gelir. Zira onun nefsi, ağır yükleri taşımaktan hoşlanır. Lâkin Allah rızası için yapılacak bir amele vesîle olacak abdest için bir ibrik taşımak, nefsin hoşuna gitmediğinden o nefse güç gelir.”
Hicrî: 14 Ramazan 1443 Fazilet Takvim
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder