19 Eylül 2019 Perşembe

ÎMÂN EDİP SÂLİH AMELLER İŞLEYENLERİN MÜKÂFÂTI



قَالَ اللهُ تَعَالَى: وَالَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ سَنُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِى مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا اَبَدًا وَعْدَ اللهِ حَقًّا وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ اللهِ قِيلًا. (سورة النساء،   ١٢٢ )
الله تعالى بيوردى ( مئآلا ) : "   و إيمان أديب صالح عمل إشلينلره كلنجه ، بز اونلرى ياقنده آلطندان نهرلر آقان جنتلره قوياجاغز . اوراده أبدى و باقى قالاجقلردر . إشده بو ، اللهيك دوسدوغرى و وادى در . الله تعالى دان دها دوغرى سوزلى كيم اولابلركى  ."
Allâhü Teâlâ buyurdu (meâlen): “Ve îmân edip sâlih amel işleyenlere gelince; biz onları yakında altından nehirler akan cennetlere koyacağız. Orada ebedî ve bâkî kalacaklardır. İşte bu, Allâh’ın dosdoğru bir va’didir. Allâhü Teâlâ’dan daha doğru sözlü kim olabilir ki?” 
(Nisâ Sûresi, âyet 122)
Hicrî:   20   Muharrem   1441  Fazilet Takvimi 

ÎMÂN EDİP SÂLİH AMELLER İŞLEYENLERİN MÜKÂFÂTI

Bakara Sûresi’nin 25. âyet-i kerîmesinin tefsîrinden:
Habîbim! Bir olan Allâh’a îmân edip de salih ameller işleyenlere de şunu müjdele: Onlar için cennetler var: Yani içine girilmeden görülmez gizli, nâdîde bağlar bahçeler var. Bunlar öyle büyük ve geniş cennetlerdir ki: Altından meselâ dünyadaki Nil, Fırat, Ceyhun, Seyhun nehirleri gibi büyük büyük ırmaklar akar, öyle küçük çaylar, arklar değil. Hâlis, temiz su nehri, taze süt nehri, sâfî bal nehri, sarhoş etmez, hakikati tasavvur olunmaz nehirler akar.
Bu cennet bahçelerinin tafsîlâtını sormak mı istersiniz? Bunlar târif olunur şeyler değildir. Onlarda hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı, hiçbir beşerin kalbine gelmeyen şeyler vardır. İnsanlar misâlini görmedikleri şeyleri anlayamazlar. Bunun için şimdilik şu kadarını anlayınız ki, sâlih amel sâhibi müminler bunlardan, bunlardaki bir semereden bir rızık ile rızıklandırıldıklarının her defasında: ‘Bu rızık, bu nîmet bize bundan evvel yani dünyada da verilmişti diyecekler’ ve her alışta onu daha önce dünyada rızıklandıkları nîmet cinsinden görecekler. Çünkü cennet nîmetleri dünyadaki îmân ve amellerinin sevabıdır. (Cennetteki) o bahçeleri, dünyadaki bu îmân ve amel ile yetiştirdiler ve bunların bir nevi semeresi dünyada da az çok görülür ve hatta tadılır. Nitekim (meâlen) “Rabbinin huzûrunda hesap vermekten korkan kimse için iki cennet vardır.” (Rahman Sûresi, âyet 46) buyurulmuştur ki biri dünya, biri âhiret cennetidir.
Esasında insanların hepsi Allah’tan korkmuş ve ona göre amel etmiş olsalardı dünyanın da her tarafı bir cennet kesilirdi. Fakat Allâh’ı tanıyanlar ve ondan korkanlar için bundan (dünyadaki cennetten) başka bir cennet daha vardır. Onlar bu dünyada bu ümit ve müjdeyle hiç bir gammın altında boğulup kalmazlar. Allah korkusu hiç bir korkuya benzemez, onun yanında dâima, ebedî bir manevî zevk vardır; işte o, rıdvan (Allâh’ın rızâsının) zevkidir. 
(Elmalılı, Hak Dîni Kur’ân Dili Tefsiri, Fazilet Neş.)
Hicrî:   20   Muharrem   1441  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder