14 Eylül 2019 Cumartesi

HAFÎD-İ SIDDÎK-I EKBER KÂSIM (R.A.)



قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: حَسْبُ امْرِئٍ مِنَ الشَّرِّ أَنْ يَحْقِرَ أَخَاهُ الْمُسْلِمَ. (ه)
رسول الله  أفندمز  ( ﷺ )  بيوردولر ،:    "  مؤمن قردشنى حقير كورمس ، كشيه شر اولرق يتر ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Mümin kardeşini hakîr görmesi kişiye şer olarak yeter.” 
(Sünen-i İbn-i Mâce)
Hicrî:   13   Muharrem   1441  Fazilet Takvimi 

HAFÎD-İ SIDDÎK-I EKBER KÂSIM (R.A.)

Silsile-i Sâdât’ın üçüncü halkası olan Kâsım bin Muhammed (radıyallâhu anh), Tâbiîn’den olup Hazret-i Ebûbekir’in (r.a.) torunudur. Künyesi Ebû Abdurrahman’dır.
Hazret-i Osman’ın hilâfeti devrinde doğan Kâsım bin Muhammed (r.a.), Mısır vâlisi olan babası şehit edilip küçük yaşta yetim kalınca halası ve müminlerin annesi Hazret-i Âişe vâlidemizin yanında büyüdü. Ondan fıkıh öğrendi ve hadîs-i şerîf rivâyet etti.
Tâbiîn’in büyüklerinden ve Medîne-i Münevvere’deki Fukahâ-i Seb‘a’dan (yedi fakîh) biridir.
Kâsım bin Muhammed (r.a.), günün ilk saatlerinde mescide gelir, iki rekât namaz kılar ve insanlar arasında otururdu. Onlar da kendisine suâller sorarlardı. Ancak açık ve zâhir olan, çok iyi bildiği meselelere cevap verirdi.
Medîne emirlerinden (vâlilerinden) birisi gelip Kâsım bin Muhammed’e (r.a.) bir şey sordu. Kâsım bin Muhammed (r.a.) ona şöyle cevap verdi: “Kişinin kendisine en büyük ikrâmı, ancak bildiği şeyi söylemesi, bilmediğini söylememesidir.”
Hacca veya umreye giderken, Hicrî 106 (M. 724) yılında, 72 yaşında Mekke-i Mükerreme ile Medîne-i Münevvere arasındaki Kudeyd denilen yerde âhirete irtihal ettiler.
Buyurdular ki:
“İnsanlar bana fetva sorarlardı, ben bu meseleyi bilmiyorum, derdim. Israrla tekrar sorarlardı. O zaman vallâhi, sizin sorduğunuz meseleyi bilmiyorum. Şayet bilse idim, söylerdim. Zaten bildiğim şeyi gizleyip söylememem helâl olmaz.
Sizin sorduğunuz meseleyi bilmiyorum. Kişinin, Allâh’ın farz kıldıklarını öğrendikten sonra câhil olarak yaşaması, bilmediği hususlarda fetva vermesinden daha hayırlıdır, derdim.”
“Kişinin günâhını hafîfe alması en büyük günahlardandır.”
“Resûlullâh’ın (s.a.v.) Ashâbı’nın (ahkâma dâir hükümlerde) ihtilâfı, insanlar için bir rahmettir.” 
(Silsile-i Sâdât-ı Nakşibendiyye)
Hicrî:   13   Muharrem   1441  Fazilet Takvimi 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder