قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَا أَبَا بَكْرٍ، أَعْطَاكَ
اللهُ الرِّضْوَانَ الْأَكْبَرَ، فَقَالَ لَهُ بَعْضُ الْقَوْمِ: وَمَا
الرِّضْوَانُ الْأَكْبَرُ يَا رَسُولَ اللهِ؟ قَالَ: يَتَجَلَّى اللهُ لِعِبَادِهِ
فِي الْآخِرَةِ عَامَّةً، وَيَتَجَلَّى لِأَبِي بَكْرٍ خَاصَّةً. (ك)
رسول
الله أفندمز ( ﷺ )
بيوردولر ،: " أى أبو بكر ! الله تعالى صنه رضوان أكبر وردى .
" اوراداكى بعضى كمسلر ." رضوان أكبر نه در ، يارسول الله ؟ " ده
ديلر . بيوردى كى : " الله تعالى آخرتده بتون قوللارينه عمومى اولرق تجللى
أدر ، أبو بكره إيسه حصوصى اولرق تجللى أدر ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Ey
Ebûbekir! Allâhü Teâlâ sana Rıdvân-ı Ekberi verdi.” Oradaki bazı kimseler:
“Rıdvân-ı Ekber nedir, yâ Resûlallah?” dediler. Buyurdu ki: “Allâhü Teâlâ
âhirette bütün kullarına umûmi olarak tecellî eder, Ebûbekr’e ise husûsi olarak
tecellî eder.”
(Hâkim, el-Müstedrek)
Hicrî: 11 Muharrem 1441 Fazilet
Takvimi
HAZRET-İ HADÎCE’NİN ÇEYİZİ
Hadîce-i Kübrâ (r. anhâ) vâlidemiz, Peygamber Efendimize (s.a.v.) nikâhlandıklarında: “Maddî olarak zengin olmayan bir zâta kendi isteğiyle vardı diye beni ayıplıyorlar, bir miktar çeyiz gönderiniz; az olsa da ben onu çoğaltıp halka göstereyim.” diye haber gönderdi.
Peygamberimiz (s.a.v.): “Çeyiz ve hazırlık için kimden borç alayım?” diye düşünürken Hazret-i Ebûbekir’in dükkânını teşrif buyurdu. Peygamberimizin (s.a.v.) üzüntülü olduğunu gören Ebûbekir (r.a.) bunun sebebini sordu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Hadîce’ye çeyiz olarak gönderecek bir miktar eşya lâzım.” buyurdular.
Hazret-i Ebûbekir (r.a.): “Yâ Muhammedü’l-Emîn! Yetmiş devem Şam’a ticaret için gitmişti. Selâmetle ve kârla gelmekte olduklarını bugün müjdelediler. Lütfen kerem edip tenezzül buyurup kervanı karşılayınız. Kervanbaşı olan kölemize ahvâli beyan ediniz. Alâmet olmak üzere ona: “Sen sefere giderken Ebûbekir sana selâmetle ve ticaretle dönersen seni âzâd edeceğini ve sana yüz altın vereceğini vadetmiş, deyiniz” dedi.
Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) memnun olup kervanı karşıladı ve kervanbaşı olan köle ile konuştu. "Bununla alakalı sana alâmet söyleyeyim” deyince köle: “Senden alâmet istemem. Ben ve develerin tamamı sana fedâdır” deyip develeri Hadîce-i Kübrâ Hazretlerinin konağı tarafına sürdü. Ebûbekr-i Sıddîk (r.a.) Hazretleri bir adam göndererek ‘Muhammedü’l-Emîn Hazretlerine söyle, develeri bu taraftan geçirsinler’ dedi. Dükkânının önüne geldiklerinde Hazret-i Ebûbekir (r.a.) kıymetli kumaşlarla develerin üzerlerini örttürdü ve bu büyük kervanın yükleri gelin çeyizi şeklini aldı. Sonra develeri Mekke sokaklarında dolaştırarak Hadîcetü’l-Kübrâ (radıyallâhü anhâ) Hazretlerinin saâdethânesine ilettiler.
Böylece Muhammedü’l-Emîn’in (s.a.v.) göndermiş olduğu Hazret-i Hadîce’nin çeyizinden herkesin haberi olmuş oldu. Sıddîk-i Ekber Hazretlerinin, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimize bunun gibi nice güzel hizmetleri ve yardımları vardır.
Peygamberimiz (s.a.v.): “Çeyiz ve hazırlık için kimden borç alayım?” diye düşünürken Hazret-i Ebûbekir’in dükkânını teşrif buyurdu. Peygamberimizin (s.a.v.) üzüntülü olduğunu gören Ebûbekir (r.a.) bunun sebebini sordu. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) “Hadîce’ye çeyiz olarak gönderecek bir miktar eşya lâzım.” buyurdular.
Hazret-i Ebûbekir (r.a.): “Yâ Muhammedü’l-Emîn! Yetmiş devem Şam’a ticaret için gitmişti. Selâmetle ve kârla gelmekte olduklarını bugün müjdelediler. Lütfen kerem edip tenezzül buyurup kervanı karşılayınız. Kervanbaşı olan kölemize ahvâli beyan ediniz. Alâmet olmak üzere ona: “Sen sefere giderken Ebûbekir sana selâmetle ve ticaretle dönersen seni âzâd edeceğini ve sana yüz altın vereceğini vadetmiş, deyiniz” dedi.
Peygamberimiz Muhammed Mustafa (s.a.v.) memnun olup kervanı karşıladı ve kervanbaşı olan köle ile konuştu. "Bununla alakalı sana alâmet söyleyeyim” deyince köle: “Senden alâmet istemem. Ben ve develerin tamamı sana fedâdır” deyip develeri Hadîce-i Kübrâ Hazretlerinin konağı tarafına sürdü. Ebûbekr-i Sıddîk (r.a.) Hazretleri bir adam göndererek ‘Muhammedü’l-Emîn Hazretlerine söyle, develeri bu taraftan geçirsinler’ dedi. Dükkânının önüne geldiklerinde Hazret-i Ebûbekir (r.a.) kıymetli kumaşlarla develerin üzerlerini örttürdü ve bu büyük kervanın yükleri gelin çeyizi şeklini aldı. Sonra develeri Mekke sokaklarında dolaştırarak Hadîcetü’l-Kübrâ (radıyallâhü anhâ) Hazretlerinin saâdethânesine ilettiler.
Böylece Muhammedü’l-Emîn’in (s.a.v.) göndermiş olduğu Hazret-i Hadîce’nin çeyizinden herkesin haberi olmuş oldu. Sıddîk-i Ekber Hazretlerinin, Resûl-i Ekrem (s.a.v.) Efendimize bunun gibi nice güzel hizmetleri ve yardımları vardır.
(Radıyallahü Anh)
Hicrî: 11 Muharrem 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder