قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَنْ سَرَّهُ أَنْ يَسْتَجِيبَ
اللهُ لَهُ عِنْدَ الشَّدَائِدِ وَالْكُرَبِ فَلْيُكْثِرِ الدُّعَاءَ فِي
الرَّخَاءِ. (ت)
رسول الله أفندمز ( ﷺ ) بيوردولر ،: " هر
كيم شتدت و صقنطى آنلارنده يابطغى دعالريك الله ُ تعالى طرافندان قبول أدلمسنى
آرضى أدرسه راحتلق آنلارنده جوق دعا أتسين ."
Resûlullah Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Her kim
şiddet ve sıkıntı anlarında yaptığı duâların Allâhü Teâlâ tarafından kabul
edilmesini arzu ederse rahatlık anlarında çok duâ etsin.”
(Sünen-i Tirmizî)
Hicrî: 05 Muharrem 1441 Fazilet
Takvimi
YALVARARAK VE GİZLİCE DUÂ EDİNİZ
Âyet-i Celîle’de -meâlen-: “Rabbinize yalvara yalvara ve gizli olarak duâ ediniz.” (A‘râf Sûresi, âyet 55) buyurulmuştur. Yani evvelâ haddinizi bilip Rabbinizi tanıyınız. Her şeyi yaratanın o, bütün kudretin onun, bütün hayır ve bereketlerin ona âit olduğunu bilin. Gece gündüz her an ona muhtaç olduğunuzu ve onun kulu bulunduğunuzu îtiraf ediniz. Sonra o azamet sâhibine mürâcaata ve ihtiyaçlarınızı doğrudan doğruya taleb ve duâya izinli ve hatta memur bulunduğunuzu biliniz.
Onun ihsânında cimrilik olmadığını ve fakat yaratmak ve takdir etmekte mutlak hâkim olduğundan her talebinizi yerine getirmeye mecbur olmaktan münezzeh bulunduğunu da biliniz ve ona göre ondan dilekler dileyiniz, arzu ve hâcetlerinizi isteyiniz.
İsteyiniz amma pervâsızca veya bağırıp çağırmakla değil, tâzim ile yalvararak ve bütün bir ihlâs ile gizli münâcât hâlinde isteyiniz. Zîra Allâhü Teâlâ duâ etmeyenleri sevmediği gibi duâda haddini aşanları da sevmez, onların duâlarına icâbet etmez.
Duâ, âciz olan kulun, kâdir olan Allah’tan arzu ve ihtiyaçlarını ciddiyetle talep ve ricâ etmesi demektir. Öyleyse duâ eden, fiilen, sözle yahut hâl ile yalvarmalı, duâda ihlâslı ve ciddiyyet üzere olmalıdır. Hadîs-i şerîfte: “Siz ne bir sağıra ne de bir gâibe duâ ediyorsunuz. Her hâlde her söylediğinizi işiten ve size en yakın olan zâta duâ ediyorsunuz.” Binâenaleyh duâyı gizli yapmak vâcib değilse de en azından mendûbdur.
Duâda haddi aşmamalıdır. Lâyık olmayan bir şeyi istemek, meselâ mûcize talep etmek veyahut günah olan şeyler istemek duâda haddi aşmaktır.
Bir hadîs-i şerîfte Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Allâhım, senden cenneti ve ona yaklaştıran sözü ve işi dilerim, cehennemden ve ona yaklaştıran söz ve işten de sana sığınırım, demesi kişiye duâ olarak kâfîdir” buyurmuştur.
Onun ihsânında cimrilik olmadığını ve fakat yaratmak ve takdir etmekte mutlak hâkim olduğundan her talebinizi yerine getirmeye mecbur olmaktan münezzeh bulunduğunu da biliniz ve ona göre ondan dilekler dileyiniz, arzu ve hâcetlerinizi isteyiniz.
İsteyiniz amma pervâsızca veya bağırıp çağırmakla değil, tâzim ile yalvararak ve bütün bir ihlâs ile gizli münâcât hâlinde isteyiniz. Zîra Allâhü Teâlâ duâ etmeyenleri sevmediği gibi duâda haddini aşanları da sevmez, onların duâlarına icâbet etmez.
Duâ, âciz olan kulun, kâdir olan Allah’tan arzu ve ihtiyaçlarını ciddiyetle talep ve ricâ etmesi demektir. Öyleyse duâ eden, fiilen, sözle yahut hâl ile yalvarmalı, duâda ihlâslı ve ciddiyyet üzere olmalıdır. Hadîs-i şerîfte: “Siz ne bir sağıra ne de bir gâibe duâ ediyorsunuz. Her hâlde her söylediğinizi işiten ve size en yakın olan zâta duâ ediyorsunuz.” Binâenaleyh duâyı gizli yapmak vâcib değilse de en azından mendûbdur.
Duâda haddi aşmamalıdır. Lâyık olmayan bir şeyi istemek, meselâ mûcize talep etmek veyahut günah olan şeyler istemek duâda haddi aşmaktır.
Bir hadîs-i şerîfte Resûlullah Efendimiz (s.a.v.): “Allâhım, senden cenneti ve ona yaklaştıran sözü ve işi dilerim, cehennemden ve ona yaklaştıran söz ve işten de sana sığınırım, demesi kişiye duâ olarak kâfîdir” buyurmuştur.
(Elmalılı, Hak Dîni Kur’ân Dili Tefsîri, Fazilet Neşriyat)
Hicrî: 05 Muharrem 1441 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder