قَالَ
رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: لَوْ عَلِمَ الْعِبَادُ مَا فِي
رَمَضَانَ لَتَمَنَّتْ أُمَّتِي أَنْ يَكُونَ رَمَضَانُ السَّنَةَ كُلَّهَا. (ع)
رسول الله أفندمز ( صلى الله عليه وسلم ) ،" قوللر
رمضان آينده نه ( قدار ثواب و فضيلت ) اولديغونى بلسلردى ، اؤمتم سنه نين تمامنين
رمضان اولماسنى تمنى أدردى ."
Resûlullâh Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem buyurdular: “Kullar Ramazan ayında ne (kadar sevab ve fazîlet) olduğunu bilselerdi, ümmetim senenin tamamının Ramazan olmasını temenni ederdi.”
(Müsned-i Ebû Ya’la)
Hicrî: 06 Ramazan 1440 Fazilet
Takvimi
NAMAZ VE İMSAK VAKİTLERİ HAKKINDA
Takvimimizdeki namaz vakitleri fıkhî esaslara göre hesaplanırken arz derecesi (enlem), tûl (boylam), saat dilimi, yükseklik, arazi genişliği gibi birçok astronomik, klimatolojik ve jeolojik unsurlar kullanılmaktadır.
Bir yerin namaz vakitlerinin doğru olarak hesaplanabilmesi için sadece “geometrik değerler” değil, fıkhî ölçülere uygun olan “görülen değer” neticeleri esas alınmıştır. Mesela, güneşin doğuş-batışı için ‘geometrik doğuş-batış’ değil, çıplak gözle gözlenebilen ‘görülen doğuş-batış’ asıldır. Sadece geometrik değerlerin hesaplanması ile elde edilen değerler -bunların sapmasına sebep olan pek çok unsurdan dolayı- gerçek değerleri karşılayamamaktadır. Bu sebeple İslâm âlimleri bazı zarurî tedbirler almışlardır. Bu tedbirlere; düzeltmelere “Temkin” adı verilmektedir. Temkin, daha ihtiyatlı olmak için yapılmış bir düzeltme değil, fıkhî olarak yapılması zarûrî bir düzeltmedir. Bu düzeltmelerden sonra ortaya çıkan değerler fıkhî ölçülere uygun hale gelmiş olur. Binaenaleyh temkinsiz vakitlerin kullanılması mahzurludur.
Enes bin Mâlik (r.a.) rivâyet ediyor: Zeyd bin Sâbit (r.a.) dedi ki: Peygamber Efendimizle (s.a.v.) sahur yaptık. Sonra namaza durdu. Ben, Zeyd’e sordum: “Ezan ile sahur arasında ne kadar vakit vardı?” Zeyd Hazretleri: “Elli âyet okuyacak kadar” buyurdu. (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih tercümesinde elli âyet okunacak vakit 18 dakika olarak yazılmıştır. (C. 6, s. 268-269) Bundan temkine riâyetin ehemmiyeti sabit olur.
Temkin ve diğer ilmî yollarla, sapmaları zarûrî olarak düzeltilmiş vakitler, asırlardan beri İslam âleminde kullanıldığı gibi Türkiye’de de 1982 yılına kadar -Diyanet dâhil- bütün takvimlerde kullanılmıştır. Fazilet Takvimi hâlen bunu kullanmaya devam etmektedir. Bu sebeple:
Takvimimizde verilen vakitlere riayet edilmeli, namazlar vaktin sonuna kadar geciktirilmemeli, oruca başlarken takvimimizdeki imsak vaktine riâyet etmeli, sabah namazını takvimimizde yazan sabah vaktinden itibaren kılmalıdır.
Bir yerin namaz vakitlerinin doğru olarak hesaplanabilmesi için sadece “geometrik değerler” değil, fıkhî ölçülere uygun olan “görülen değer” neticeleri esas alınmıştır. Mesela, güneşin doğuş-batışı için ‘geometrik doğuş-batış’ değil, çıplak gözle gözlenebilen ‘görülen doğuş-batış’ asıldır. Sadece geometrik değerlerin hesaplanması ile elde edilen değerler -bunların sapmasına sebep olan pek çok unsurdan dolayı- gerçek değerleri karşılayamamaktadır. Bu sebeple İslâm âlimleri bazı zarurî tedbirler almışlardır. Bu tedbirlere; düzeltmelere “Temkin” adı verilmektedir. Temkin, daha ihtiyatlı olmak için yapılmış bir düzeltme değil, fıkhî olarak yapılması zarûrî bir düzeltmedir. Bu düzeltmelerden sonra ortaya çıkan değerler fıkhî ölçülere uygun hale gelmiş olur. Binaenaleyh temkinsiz vakitlerin kullanılması mahzurludur.
Enes bin Mâlik (r.a.) rivâyet ediyor: Zeyd bin Sâbit (r.a.) dedi ki: Peygamber Efendimizle (s.a.v.) sahur yaptık. Sonra namaza durdu. Ben, Zeyd’e sordum: “Ezan ile sahur arasında ne kadar vakit vardı?” Zeyd Hazretleri: “Elli âyet okuyacak kadar” buyurdu. (Sahîh-i Buhârî Muhtasarı Tecrid-i Sarih tercümesinde elli âyet okunacak vakit 18 dakika olarak yazılmıştır. (C. 6, s. 268-269) Bundan temkine riâyetin ehemmiyeti sabit olur.
Temkin ve diğer ilmî yollarla, sapmaları zarûrî olarak düzeltilmiş vakitler, asırlardan beri İslam âleminde kullanıldığı gibi Türkiye’de de 1982 yılına kadar -Diyanet dâhil- bütün takvimlerde kullanılmıştır. Fazilet Takvimi hâlen bunu kullanmaya devam etmektedir. Bu sebeple:
Takvimimizde verilen vakitlere riayet edilmeli, namazlar vaktin sonuna kadar geciktirilmemeli, oruca başlarken takvimimizdeki imsak vaktine riâyet etmeli, sabah namazını takvimimizde yazan sabah vaktinden itibaren kılmalıdır.
Hicrî: 06 Ramazan 1440 Fazilet
Takvimi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder